Aynı ama farklı
Evlerimizi dekore etme şeklimiz kimliğimiz hakkında çok şey anlatıyor.
Yazı ve Fotoğraflar SEAN MYERS
Bugüne kadar pek çok muhteşem eve -çoğunlukla sahipleri yokken- girebildiğim için şanslıyım. İnsanların yaşam alanlarını düzenleme şekillerini ve bu seçimlerin onlar hakkında anlattıklarını büyüleyici buluyorum. Londra merkezli bir fotoğrafçı olarak, farklı dönemlere ait birçok evde çekim yapıyorum. Muhtemelen aynı ailenin farklı nesillerine ev sahipliği yapan bu eski yapılar halihazırda kendi hikayelerine sahipler. İngiltere'de binalar genelde inşa edildikleri dönemin monarşisiyle anılır, Victorian, Edwardian, Georgian gibi. Londralılar dış cephede bu dönemlerin özelliklerini korurken, iç dekorasyonu modernize etme konusunda oldukça ustalar. Farklı ülkelerde çalışırken daha fazla yeni yapı fotoğraflama fırsatı buluyorum ki, bunların tüm tasarımı mülk sahibi, mimar ve iç mimar tarafından geliştirilmiş oluyor. Eşyalarla dolu evler ile daha minimalist ve sade olanlar arasındaki kontrastı seviyorum. Her iki estetik anlayışa da saygım var ve deneyimlerime dayanarak her zaman bilinçli seçimler olmadıklarını söyleyebilirim; bazı mülk sahipleri evleri için sürekli yeni şeyler alırken, bazıları aynı hızda gereksiz gördükleri parçaları evden uzaklaştırıyorlar. Benzer şekilde, koyu, karanlık duvar renkleri ile açık, nötr tonlar arasındaki kontrast da ilgimi çekiyor. Bu çekim için kendi evim dahil altı yapıdaki yedi odayı fotoğrafladım. Her oda kendine has güçlü bir kimliğe sahip ama aynı zamanda sahibi ve onun idealindeki yaşam alanı hakkında da çok şey anlatıyor.
"Londra, Blackheath'de, Georgian stili bir evde yaşıyoruz. Orijinal bina 1794'te tamamlanmış ancak İkinci Dünya Savaşı'ndaki bombardımandan sonra restore edilmiş. Mimarinin modernliği ve devasa pencerelerin mekanı gün ışığıyla doldurması beni çok etkiliyor. Dekorasyon için modern İtalyan mobilyaları seçtik. Favori parçam, Utrecht sandalye (tasarımcı: Gerrit Rietveld, 1935; üretici: Cassina). Savaş sonrası restorasyonun bir parçası olarak, The Paragon kompleksinin 14 bahçesi peyzajlı ortak bir bahçeye dönüştürülmüş. Oturma odamızdaki altı bölmeli pencereden görünen yemyeşil manzara bu bahçeye ait."—Sean Myers