Yazı Türkan DOĞAN Avrupa'nın en dramatik kentlerinden biri olan Berlin, dört koca yüzyıl boyunca yarış içerisinde olduğu Paris'in görkemine eriştikten sonra Prusya İmparatorluğu'nun yıkık başkentine dönüştü. Yüzyılların mirası artık koca bir enkazdı. Ancak Birinci Dünya Savaşı'nın bitişinden Hitler'in iktidara gelişine kadar süren; Alman demokrasi deneyiminin adı olarak tarihe geçen Weimar Cumhuriyeti, Berlin'i tekrar karşı konulmaz bir başkent yaptı. Altes Müzesi Berlin Katedrali Berlin, ruhuyla sizi saran bir kent. Bu topraklarda içinize işleyen bir şeyler var. Belki, yüzyıllar boyunca yarıştığı Paris gibi turistik bir kalp çarpıntısı değil ama çok daha gerçek ve yaşam dolu. Müzeler, galeriler, herkesin kendini özgürce ifade ettiği bir ortam, yaratıcılık, gençliğin enerjisi ve sürekli dönüşen bir kent… Peki, ama Berlin'i dönüştüren gücün kaynağı ne? Çalışkan, sistematik, kurallara uyan ve gıptayla bakılan verimliliği mi? Sokaklarını adımladıkça geçmişle hesaplaşmanın kentin tekrar sağlıklı bir zemin üzerinde yükselmesini sağladığını düşünüyorsunuz. Konzerthaus Berlin Kenti keşfetmeye tarihi merkez Mitte'den başlayabilirsiniz. Bu güzergâh turist kalabalıklarından da anlayacağınız gibi ünlü Brandenburg Kapısı'nı içine alıyor. Güçlü Brandenburg Kapısı, bir zamanlar Doğu ve Batı olarak ikiye bölünen kentin kullanımına kapalıydı. Duvarlar yıkılıp tekrar birleşildiğinde ise kapı tekrar açıldı ve birleşik Almanya'nın da sembolü haline geldi. Brandenburg Kapısı'nın tarihi 1791 yılına uzanıyor. Kapı, Noeklasik mimari tarzının da en güzel örneklerinden biri. Sütunlarının yüksekliği kadar üzerindeki taş süslemelerle de ikonik. Ve bir not: Brandenburg Kapısı'nın tepesine eklenen 'Quadriga' tarzındaki, dört atın çektiği; elinde Almanya'nın ve Hıristiyanlığın sembolleri olan kartal ve haç simgelerini taşıyan tanrıça, 200 yıl önce de en az bugünkü kadar göz alıcıydı. Napolyon, 1806'da kazandığı zaferle Berlin'in tüm güzel eserlerini yağmalarken bu güzel Quadriga'yı da es geçmemiş. Ve yerinden söktürerek beraberinde Paris'e götürmüş. Ancak sekiz yıl sonra Prusya, Napolyon'u alt edince heykel tekrar eski yerine taşınmış. Ve heykeldeki zeytin dalı demir bir haçla değiştirilmiş. Bu, kentin kısa süreliğine de olsa kaybettiği gücünü tekrar kazandığının da kanıtı olmuş. Berlin Duvarı Brandenburg Kapısı Gelelim Berlin'in bir diğer ikonik yapısı Berlin Katedrali'ne... Muhteşem katedrali seyre daldığım dakikalar, bu dünyadan gelip geçtiğim için şanslı olduğumu hissettiğim anlardan. Bütün heybetiyle çevresini kucaklayan yapı, içinden nehirler geçen güzel ve düzenli Berlin manzarasını bu kadar görkemli yapan bileşenlerden. Berlin, bir zamanlar iki dünya arasındaydı. Eski Doğu Almanya'nın merkezi ve Berlin Katedrali'ne beş dakikalık mesafede olan Alexanderplatz Meydanı (Alex), bugün tüm kentin toplu taşımasının ana hareket merkezi olduğu için Berlinlilerin temel geçiş güzergâhı. Alexanderplatz oldukça kalabalık bir merkez. Doğu Bloğu'nun Berlin'deki merkezi, bugün yerini alışveriş ve iş merkezlerine, telaşlı kalabalıklara ve ünlü fast-food zincirleriyle dönercilere bırakmış. Bölgenin ünlü yapısı ise; Berlin'i 360 derece görebilme fırsatını kaçırmamak için benim de ziyaret ettiğim Televizyon Kulesi. Batı Almanya'ya meydan okuması için yapılan, göğü delen bu yapı, görülmeye değer. Bu kuleden tepeden görme fırsatı yakalayacağınız Berlin dümdüz, içinden nehirler geçen, köprüleriyle kendinizi güzel bir manzaranın içerisinde hissedebileceğiniz, melankolik bir kent. Bu çarpıcı manzarada, Spree ve Havel nehirlerinin kenti bir tabloya çevirircesine ikiye böldüğünü görüyorsunuz. Bu manzarayla değerli bir mücevher gibi korunan, kıymeti bilinen bir kentin nasıl olabileceği sorunuza da yanıt bulabilirsiniz. Berlin, hüzünlü bir kent. Bunun için çok fazla sebebi var. Kent sanki 100 yıllık bir medeniyetin ürünü. Arasanız da geçmiş artık orada bir yerlerde değil; kayıp… Ve bölünen Berlin… Onca savaştan sonra 1961 yılında iki ayrı dünyanın tezahürü olarak bölünmüştü Berlin. 1989 yılının soğuk bir kasım gününde, bizler henüz küçük bir çocukken, televizyonlar aracılığıyla o duvarlara indirilen baltalara tanıklık ettik. Berlin Duvarı'nın günümüze ulaşan en uzun kalıntısı 1,3kilometrelik 'East Side Gallery'. Bugün turistik bir rotaya dönüşse de, bu duvarların dibinde pek çok trajedi yaşanmış. Duvar kalıntılarında bugün 118 sanatçının 101 farklı eseri var. Hatta beş, altı avro ödeyerek duvardan arta kalan küçük bir parçayı yanınızda, evinize götürebiliyorsunuz. Sanki o duvarların ardında onca acı hiç yaşanmamış… Duvarın ünlü geçiş noktası ise Checkpoint Charlie (Çarli Kontrol Noktası). Bu nokta, bir zamanlar Batı Berlin'i kontrol eden ülkelerden biri olan Amerikan hâkimiyetinin kontrol merkeziymiş. Ne yenir? Berlin, bambaşka bir kent deneyimi... Yaratıcılığın, sanatın ve özgün bir atmosferin bir kenti nasıl başkalaştırabileceğinin de güzel bir örneği. Üstelik tüm bunlar dünyanın en disiplinli halkının topraklarında cereyan ediyor. Hâlâ gitmediyseniz bir an önce görmenizde fayda var. Madame De Stael'den 'Almanya Üzerine' 'Berlin büyük bir şehirdir. Şehrin kusursuz düzlükteki caddeleri pek geniş, evleri güzeldir. Berlin bir bütün olarak pek düzenlidir. Fakat bu şehrin yeni baştan kurulması üzerinden çok zaman geçmediği için, burada geçmiş günleri hatırlatan hiçbir şey görülmez. Modern yapılar arasında hiç Gotik anıt yoktur. Yeniden şekillendirilmiş olan bu şehir, hiçbir surette eskinin baskısı altında değildir. Gerek binaların gerek resmi kurumların, yıkıntıların arasında sıkışıp kalmamasından daha iyi ne olabilir diye sorulabilir. ABD'de yeni şehirleri ve yeni yasaları beğenebilirim. Orada doğa ve özgürlük ruha, hatıralara ihtiyaç kalmayacak kadar nüfuz eder. Fakat bizim yaşlı kıtamızda geçmişe ihtiyaç vardır. Berlin, bu tepeden tırnağa yepyeni şehir, ne kadar güzel olursa olsun, yeterince ciddi bir izlenim bırakmamaktadır. Berlin'de ne ülke tarihinin ne de sakinlerinin karakterine dair herhangi bir ize rastlanır. Yeni inşa edilen muhteşem binalar ancak eğlence ile sanayiye elverişli gibi görünür. Berlin'in en güzel sarayları tuğladandır; zafer taklarında kesme taşa rastlamak hemen hemen imkânsızdır. Prusya'nın başkenti, Prusya'nın kendisine benzer. Burada yapılar da kurumlar da bir insan ömrüyle yaşıttır, fazla değil, zira bunların yaratıcısı tek bir adamdır.' Nerede yenir? Unutmayın! 5 Farklı rota ile alternatif Berlin turu KREUZBERG NEUKÖLLN FRIEDRICHSHAIN MAUERPARK CHARLOTTENBURG Görmeden dönmeyin! Görmeden dönmeyin!