Kuşku mevsimi

2016’nın ilk çeyreğinde %16’ya varan artış ile 'altın' adından en çok söz ettiren yatırım aracı oldu. ABD Merkez Bankası'nın ‘faiz artımı ’ gerilimi fiyatları etkiliyor. Borsa Yatırım Fonları ve spekülatörlerin altın yatırımları artıyor. Fiyatlardaki aşırı hareketlerse yatırımcıları endişelendiriyor.

Giriş Tarihi: 17.06.2016 11:45 Güncelleme Tarihi: 17.06.2016 11:50

Özellikle gelişen ülkelerde karıştırdığı 'halt'lar bir kenara, George Soros, yaptığı yatırımlardaki acımasızlığı ve kazandığı paralarla piyasalarda ün salan bir kişiliktir. Dünyanın en zengin 23'üncü isminin, sahibi olduğu 24,9 milyar doları kurduğu hedge fonlar ve yaptığı spekülatif işlemler sayesinde kazandığını piyasalarda bilmeyen yoktur. 1992'de İngiltere Merkez Bankası'na diz çöktürten bu isim, bir gecede milyar dolarlık vurgun yaptıktan sonra İngiliz kamuoyundan gelen suçlamaları elinin tersiyle iter. Vurgun o kadar büyüktür ki hedge fonlar ile büyük risk alarak yüksek kazanç yapabilme olanağı birçok fon yöneticisinin hızlı bir şekilde bu alana kaymasına neden olur. Daha sonra büyük bir skandala imza atarak milyarlarca doları batıracak olan LTCM'nin kurucusu olan John Meriwether'in, Solomon Brothers'tan ayrıldıktan sonra hedge fon kurma fi krinde Soros'un İngiltere vurgununun büyük payı olduğu rivayet edilir. (Solomon Brothers ve Meriwether'in aksiyon romanı kıvamındaki hikâyesini ilk elden okumak isteyenler için: Michael Lewis, Yalancının Pokeri - Scala Yayıncılık.) Merak etmeyin, Soros'tan uzun uzadıya bahsetmeye hiç niyetim yok! Sadece geçen ay sonuna doğru bu spekülatör, yatırım stratejisini değiştirdi ve altına yatırım yapmaya başladı ki bu önemli bir gelişme olduğu için sayfalarımıza taşındı. Bu değişiklik para ile ilişkisi olan herkesin stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Soros Fund Management yılın ilk çeyreğinde ABD hisselerine olan yatırımını yüzde 37 oranında azaltarak (3,5 milyar dolar), dünyanın en büyük altın üreticisi Barrick Gold'dan %1,7 oranında 264 milyon dolarlık hisse aldı. Ayrıca altın fi yatlarını takip eden borsa yatırım fonu (ETF) SPDR Gold Trust'ta 1,05 milyon hisselik 'call opsiyon' sahibi olduğunu da açıkladı.

Bu ilginç strateji değişikliğine neden olan altın, 2016'nın ilk çeyreğinde %16'ya varan değer kazancıyla adından en çok söz ettiren yatırım aracı oldu. Dünya Altın Konseyi (WGC), yayımladığı raporda; ilk çeyrekte altın talebinin geçen yılın aynı dönemine göre %21 arttığını, ETF'lere akan 363,7 ton altının 2009'un ilk çeyreğinden sonraki en yüksek rakam olduğunu açıkladı. WGC'ye göre talepteki artışın dört ana sebebi bulunuyor: Küresel ekonomik ve fi nansal manzaradaki değişiklikler, negatif faiz politikaları, Çin'deki devalüasyon ve ABD'deki faiz artışı sürecinin yarattığı belirsizlikler. Küresel etkilerin yanında Türkiye'deki altın fi yatlarını etkileyen bir unsuru da unutmamak gerekiyor: uzun vadede dolar kurundaki yükseliş trendi.

Elbette sadece altındaki yükseliş strateji değiştirtmiyor. Altın fiyatları kadar olmasa da petrol fiyatlarının da hareketlenmesi -her ne kadar küresel ekonomide canlanma işaretleri net olmasa da- finansal kurumların pozisyonlarını yeniden elden geçirmelerine neden oluyor. Yeni eğilim ABD hisse senetlerinden kaçış yönünde; zira şirket değerlemeleri zirveye yaklaşmış durumda ve emtia piyasalarında temel düzeltmeler bekleniyor.

ABD Merkez Bankası Fed'in faiz artırımı yapması ya da yapmaması hâlâ piyasaların gidişatını tersine çevirebilecek tek ve güçlü etken olmaya devam ediyor. Geçen ay sonunda faiz artırımı ihtimalinin güçlenmesi gelişen ülke para birimlerinin değer kaybetmesine neden oldu. Fed başkanlarının açıklamalarından sonra yıl bitmeden iki faiz artırımı ihtimali yeniden gündemde. Bu durumun yarattığı dengesizlik TL'yi de etkiliyor. Yeniden 3 lira sınırındaki kur, Fed'in kararını bekliyor. Cari açığı azaltması ve ihracatçıların elini güçlendirmesi nedeniyle şu andaki seviyeler ekonomi yönetimini rahatsız etmiyor ancak ufukta yeni bir faiz indirimi gündemde. Bu gerçekleşirse -Fed tehdidi arttığı sürece- dolar kurunun 3'ün üzerinde kalıcı bir harekete sahne olmasının beklendiğini söyleyebiliriz. Elbette bu durum yurt içi altın fi yatlarının daha da yukarı çıkmasına neden olacak.

Strateji belirlemek için gerçekten zor bir dönem. Ancak borsa, döviz ve faiz piyasalarını etkileyen ana trendler yukarıda bahsettiğim yurtdışı kaynaklı gelişmelerle belirleniyor. Soros, hisseleri satıp altın yatırımlarını artırırken büyük bir kriz mi bekliyor yoksa faizlerin ve para değerlerinin düşük kalacağına mı 'bahse' giriyor elbette bilinmiyor. Bütün bu gelişmelerden bizim çıkarmamız gereken ders bence şu: Ancak ve ancak portföyümüzü çeşitlendirerek (risk algısına göre oranları değişmek kaydıyla, borsa, döviz, tahvil, altın...) bu son derece dalgalı ve bir o kadar da riski yüksek piyasalarda varlıklarımızı koruyabilir, geleceğe yönelik yatırımlarımızı -en az kayıp/orta düzey kazanç- yapabiliriz.

BİZE ULAŞIN