Rekor cazibesi
BİST 100’ün rekor kırması dikkatleri borsa yatırımlarına çevirdi. Herkes köşe bucak hisse tüyosu alma peşinde. Gelin bu işi doğru yapalım ve hazır rüzgâr eserken sınıf atlattıracak tek yatırım aracı olan hisse senetlerinde sağlam temelleri olan bir strateji bulalım...
- Ekonomi
- Çarşamba 11:58 | 19 Temmuz 2017
Geçen ay BİST 100 endeksi 100 bin puan barajını aşarak 30 yıllık tarihindeki en yüksek seviyeye çıktı. 2008'de ABD'de Lehman Brothers battığı zaman başlayan ve küresel ekonomiyi alt üst eden Kredi Krizi döneminde BİST 100 25 bin seviyesindeydi. Aradan geçen yaklaşık 10 yılda Borsa İstanbul yatırımcısının her 1 lirasını 5 lira yapmayı başardı. Bu madalyonun aydınlık yüzü... Gölgede kalan tarafta ise BİST 100'ün dolar bazında performansının hâlâ 2013'ler seviyesinde kalması. Kuşkusuz bu durum dolar/TL paritesindeki gelişmelerden, bu gelişmeler de coğrafi , ekonomik ve hatta spekülatif beklentilerden oluşuyor. Yine de dolar bazında endeksin değerinde de umut verici gelişmeler yılbaşından beri yaşanıyor. 2017'ye başlarken endeks 1,9 cent'ken, 2,8 cent'e ulaşmış durumda.
Borsa endeksi ne zaman rekor kırsa aklıma ister istemez 2001 dönemi geliyor. Ne de olsa 2001 kriziyle yatırım algısı 'sakatlanmış' bir nesildeniz. O yıllarda bir borsa dergisinde çalıştığım için hisselere yönelen bilinçsizce akına şahit oldum. En ufak temel bilgiye sahip olmayı bırakın borsanın ne olduğu hakkında hiçbir fikri bulunmayan masum (cahillik masumluğu getirir mi ayrı bir tartışma konusu) insanlar krizin patlamasıyla birlikte büyük zarar etti. 2001 krizi Türk yatırımcısının borsa ile yeni yeni kurulmaya başlayan bağlarının tek seferde kopmasına neden oldu.
Asıl üzücü olan nokta 2001'de yatırımcının borsada 'oynayarak' büyük kayıplar vermesinin yarattığı fırsat maliyeti oldu. Çok kaba bir hesapla 2003 başında BİST 100 11 bin puanken endeks şu anda 99 bin seviyelerinde ve % 790'lık bir artış var. 17 yıl bir yatırım için uzun diyorsanız 2002-2012 arasındaki getiri artışı %418 olduğunu, 2012-2017 arasındaki getiri artışının da %73,6 olduğunu söyleyebilirim. Tabii bu çok üstünkörü yapılmış bir hesap, enflasyon ve döviz kuru gibi etkenler yok ancak getiri rakamı o kadar büyük ki "Keşke 2000'de borsa bu bilinçsiz çılgınlığa sahne olup yatırımcıları küstürmeseydi," dememek elde değil.
Hazır 100 bin rekorunu kırmış bir endeksimiz, gelişen ülkelere akışı devam eden bol likiditemiz ve gelişen ülkeler arasında 'doğru düzgün işleyen' bir hisse senedi pazarımız olduğu için iyice ön plana çıkmışken yeniden hisse senedi yatırım stratejilerini hatırlayalım. Zira böyle dönemlerde atılacak yanlış adımların bedeli açıkçası büyük oluyor.
İlk adım bilgilenmek! Devir artık değişti ve teknoloji müthiş imkânlar sunuyor. Bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolay. Finansal okuryazarlık için neredeyse bütün finansal kuruluşlar seferberlik ilan etmiş durumda. Kapısını çalacağınız herhangi bir finans şirketi bu konuda size anında yol göstermeye; en azından yol gösterecek yapılara yönlendirmeye hazır. İşte tam da bu nedenle hisse senedi piyasalarını öğrenmek bulunmaz bir fırsat yaratıyor. Foreks gibi aşırı riskli ve açıkçası çok da şeffaf olmayan piyasalarda birikimlerinizi tüketeceğinize hisse senedi piyasalarında uzun vadeli stratejiler geliştirmek çok daha mantıklı ve zevkli.
İkinci adım başlangıç parasını belirlemek! "Hey, borsa uçtu gidiyor hadi hisse alalım..." Evet, alalım da neyle alalım? Maaşımızla mı? Otomobilimizi mi satalım? Babamızdan destek mi isteyelim? Annemizin bilezikleri... Aman bileziklere asla dokunmayın! Birikim yapılması ve ihtiyaçlarınız dışındaki para ile borsada yatırım yapmaya başlamanız gerekiyor. Unutmayın ve gaza gelmeyin, borsada hareket hiç bitmez ve sadece tek yönlü hareket olmaz. Hiçbir şey için geç kalmış değilsiniz. Eğer uzun vadeli yatırım yöntemlerini seçerseniz zaten endeksin hareketlerine daha az bağlı kalacaksınız demektir. Birikmiş paranız yoksa, lot lot hisse alarak para biriktirmek de güzel bir yöntemdir.
Üçüncü adım ilginiz olan alandaki şirketlere yatırım yapın! İlgi doğal olarak arkasından bilgiyi, bilgi de zamanla öngörüyü getiriyor. Hiç anlamadığınız ve ilginizin olmadığı bir şirkete sadece bu iyiymiş diye yatırım yapmayın. Halka açık 360 şirket var, mutlaka sizin ilgi alanınızda olan bir tanesi çıkacaktır.
Dördüncü adım yumurtaları tek sepete koymamak! Bütün varlığı tek bir hisse senedine yatırmak büyük bir riski de beraberinde getirir. Zaman zaman bu 'kumar'ı bazı traderlar oynuyor ancak bu sizin de yapacağınız anlamına gelmemeli. Birikiminizin büyüklüğüyle orantılı ilginizi çeken farklı sektörlerde yer alan 3-4 şirketten bir sepet oluşturmaya çalışın. Hisse seçimlerini yaparken bu şirketlerin kiminin döviz borçluluğu kiminin yüksek temettü ödemesi önemli olmalı. Seçim kriterlerinizi beklentilerinizle oluşturmalısınız. Sıkıştığınız yerde de bir profesyonelden yardım almaktan kesinlikle çekinmemelisiniz.
Son adım hisseye âşık olmamak! Çok kolay uygulanacak basit bir kural gibi görünüyor değil mi? Hayır, yanılıyorsunuz... İki sene portföyünüzde kalan ve gerek temettüsü gerek değer artışıyla sizi fazlasıyla memnun etmiş bir hisse senedinin belirlediğiniz kriterleri doldurup satış zamanı geldiğinde ayrılmak o kadar kolay olmuyor. Hisse senetlerine âşık olmayın ve koşullar gerektirdiğinde satmaya hazır olun.