Peri masalı veya melodram

Yazı: Ege GÖRGÜN

Albüm satışlarının 200 milyonu aştığı biliniyor. Tam 8 Grammy, 8 de Amerikan Müzik Ödülü sahibi. Üstelik Billboard 'Hot 100' listesinde bir numaraya yerleşmeyi başaran 14 şarkısı bulunuyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, sadece sesiyle değil güzelliğiyle de büyülüyor. Bunlar pop yıldızı Rihanna'nın hikâyesinin bilinen ve gıpta edilen yanları. Oysa hikâyenin bilinmeyen yanlarını eşelemeye başlayınca, peri masalının ardında yürek burkan bir melodram su yüzüne çıkıyor.

Rihanna'nın hikâyesi çoğu kişinin cennet timsali kabul ettiği, dalgaların incecik kumlu uçsuz bucaksız kumsallara vurduğu kartpostal güzelliğindeki bir adada, Barbados'ta başlar. Rihanna'nın annesi de, babası da göçmendir. Babası Ronald'ın ataları, İngiliz İç Savaşı'nın ardından adaya sürülen İrlandalı yerleşimcilerdendir. Rihanna'nın annesi Monica ise aslen Guyana'da doğmuş, Afro-Amerikan annesiyle Barbados'a taşınmıştır. İkisi, lisede tanışıp önce arkadaş, sonra sevgili olur; 1985 yılında evlenir ve üç yıl sonra ilk çocukları Robin Rihanna Fenty'yi kucaklarına alırlar. Ancak çift, mutlu aile tablosu oluşturmaktan son derece uzaktır.

Babasının marijuana ve kokain düşkünlüğü Rihanna'nın doğumuyla birlikte daha da artar. Evin tüm yükü annenin sırtındadır. Rihanna anne babasının giderek artan şiddetli kavgalarından uzaklaşabilmenin en iyi yolunun şarkı söylemek ve dans etmek olduğuna karar verir. Şarkı söylemenin onu babasıyla yakınlaştıracağını ise henüz bilmemektedir.

Şiddet dozu gitgide artan kavgalardan birinde babası annesinin burnunu kırdığında, Rihanna annesini kurtarabilmek için babasının dikkatini dağıtmak zorunda kalır; bunun için onun bacağına sarılır ve yerlere bardak atar. O günü yıllar sonra The Observer'a "Bir çocuğun böyle şeylere maruz kalmaması lazım." diye anlatır. "O kasırga içinde olmak sizi hüsrana uğratıyor ve öfkelendiriyor, çünkü size işkence ediliyor ve bunun neden yapıldığını bilmiyorsunuz." Genç kızlığında yumruklarını sıkıp "Asla babam gibi bir erkekle çıkmayacağım," diye ağlarken bundan yıllar sonra kendisini ölümüne dövecek Chris Brown'a tutulacağını ve bunun kaderinin bir cilvesi olduğunu da henüz bilmiyordur. Şimdi tüm dünyada hayranlık uyandıran melezliği, açık ten rengi ve yeşil gözlerinin ona ilkokul yıllarında arkadaşları tarafından 'çirkin ördek' lakabının yapıştırılmasına neden olduğuna inanmak zor. Barbados adında rüya gibi kumsalları olan bir adada, şiddet dolu, kâbus gibi bir çocukluk yaşadığına da… Buna rağmen, gazeteci Chloe Govan'ın kaleme aldığı kitap, Rihanna'nın Barbados'ta çocukluğunun geçtiği kulübeden başlayıp New York'un gökdelenlerine uzanan yaşam öyküsünü tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Cesur, ama yalnız bir yaşam...