Okçunun evrimi
'Arrow' dizisinin popülerlik kazanmasıyla birlikte çizgi roman serileri de ilgi görmeye başladı. DC Comics'in Green Arrow adlı yeni 52 serisi, çizgi düşler aracılığıyla piyasada.
- Kültür Sanat
- Salı 17:34 | 31 Ocak 2017
Yazı: Ege GÖRGÜN
"Dünyanın en iyi okçusunun sırtında bir hedef tahtası var! Kanun koruyucu Green Arrow bela aramaya alışık, ancak bu sefer bela onu arayıp bulacak!
Rush ve macera arayan zengin bebelerinden oluşan çetesi ortaya çıkacak, süper güçlerini satın alıp dünyaya kendi oyun parklarıymış gibi davranacaklar. Yıkıcı tavırlarının getirdiği şöhrete bağımlı çete üyeleri, yeni girişimlerinde şöhreti de garantilemek istiyor: İnternetten canlı yayınla bir süper kahramanı öldürecekler... Hedefl erindeki kişi de, Green Arrow!
Green Arrow maskesinin ardındaki adam, Oliver Queen'in bu defa şansı çok az. Seattle'ın Zümrüt Okçusu, son teknoloji ürünü silahlarına ve Q-Core destek ekibinin sağladığı teknolojiye rağmen hayatında hiç olmadığı kadar zorlu bir sınav verecek. Rush ve çetesi, çürüyen insan-canavar Midas, gerçek olması imkânsız katil Blood Rose ve onun insanlık dışı sırrı: Bahislerinizi koyun… Ama sakın Green Arrow'un kaybedeceğine dair bir iddiaya girmeyin!" Tanıtım bülteninde yazılanlar böyle olsa da çizgi roman okurlarının iyi bileceği gibi, Green Arrow'un daha karmaşık bir hikâyesi vardır. Yenilene yenilene evrim geçiren bu kahraman bütün çizgi roman severlere hitap eder diyemeyiz. Ancak asıl tadını seriye Jeff Lemire'nin gelmesi ve hikâyenin yeni baştan yazılmasıyla alan Green Arrow'u geçmişten günümüze kısaca tanıtmak da boynumuzun borcu sayılır.
George Papp tarafından kaleme alınan Green Arrow (Oliver Queen), çizgi roman dünyasına 1941'de adım atar. 'Çakma Batman' olarak vücut bulduğu çizgi roman âleminde, Oliver Queen'in yanında ok atarak dolaşan yardımcısı Speedy de bir nevi Alfred kisvesine bürünmüştür. Joker niyetine de karşısın-da başdüşmanı Bull's Eye yer alır. Modifi yeli bir Arrowcar'ı ve Arrowplane'i bulunan kahramanın neden 'Çakma Batman' olarak anıldığını anlamak güç değil.
Batman'a benzerliğinden ötürü istediği popülerliğe erişemeyen Green Arrow'un yükselişe geçişi Neal Adams ve Dennis O'Neil'le birlikte 1969'da başlar. Oliver Queen bu ikili sayesinde âdeta baştan yaratılır. Keçisakalına ilaveten servetini kaybetmesi de bu döneme denk gelir. Kahramanlık yaparken kendisine eşlik eden birisi daha vardır artık: Green Lantern. Bu serinin ardından The Longborn Hunters serisi gelir ve hikâye yine biraz değişir. Bu kez Green Arrow öncekine göre hayli sert bir karakter çizer. Bu arada sevgilisi Black Canary ile Star City'den Seattle'a taşınmış, daha azılı suçlularla savaşmaya başlamıştır.
Anlayacağınız, her yeni seri ile biraz daha evrilen Green Arrow, nihayet DC Comics'in Yeni 52 serisi ile hikâye değişikliğine yelken açıyor. Dördüncü sayıdan sonra seri, Jeff Lemire katkısıyla bayağı güzelleşiyor, bizden söylemesi...