Mutluluğun anahtarı
Artık mutluluğun resmini yapmak mümkün. Hemen hemen her yıl dünyanın en mutlu ülkesi olarak açıklanan Danimarka sonunda pastanın tarifini verdi: Hygge.
- Kültür Sanat
- Cumartesi 11:05 | 18 Mart 2017
Yazı: Emrah SAKA
Artık mutluluğun resmini yapmak mümkün. Hemen hemen her yıl dünyanın en mutlu ülkesi olarak açıklanan Danimarka sonunda pastanın tarifini verdi: Hygge.
Hygge ('Hugo' diye okunuyor.) Danca bir sözcük. Küçücük fıçıcık ama içi dolu mutluluk. Bir formül aslında. Mutlu olmanın ritüellerinden oluşan bir rehber olarak da tanımlanabilir.
ABD'de 'En Çok Satan Kitaplar' listesinde yer alan; Meik Wiking'in kaleme aldığı ve Kopenhag'taki Mutluluk Araştırma Enstitüsü'nün verilerini baz alan kitapta herkesin uygulayabileceği yöntemler var.
Hygge aslında Danimarkalıların soğuk iklim, karanlık ve de pek değişken olmayan koşullara karşı mutlu hissetmek için buldukları yöntemlere verilen ortak bir isim. 2016 yılında Oxford Sözlüğü'ne giren Hygge'nun İngilizcede tam bir karşılığı yok. 16. yüzyılda Norveç'te kullanılan 'hugga' sözcüğünden türemiş. Aslen 'konfor' ve/veya 'rahatlık' anlamına geliyor.
Peki, Hygge Manifestosu'nu uygulayarak nasıl mutlu oluruz? Hazırsanız başlayalım.
1. Atmosfer: Işıkları söndürün, mumları yakın.
2. Anı Yaşama: Anın farkına varın. Telefonları kapatın.
3. Keyif: Kahve, çikolata, kek, mum gibi mutluluk veren etkenlerden faydalanın.
4. Eşitlik: "Biz, benden büyüktür." anlayışını edinin.
5. Şükran: Minnettarlık duyun.
6. Armoni: Yarışmanın gereği yok. Başarılarınızla böbürlenmeyin.
7. Konfor: Biraz ara verin, rahatlayın.
8. Ateşkes: Politikayı başka zaman konuşun; şimdi değil.
9. Birliktelik: Birlikte olmanın keyfi ni ve mutluluğunu yaşayın; anıları paylaşın.
10. Barınak: Güvenli olduğunuz yerde bulunun.
Danimarka'da güneş batınca mumlar ortaya çıkıyor. Üstelik sadece oturma odasında değil, her yerde. Mutfakta, banyoda, koridorda; tüm odalarda. Danimarka'daki mum tüketimi Avrupa'daki kullanımın neredeyse iki katı. Yılda kişi başı 3,16kg mum kullanılıyor. Kullanılan mumlar kesinlikle kokulu değil. Saf ve organik malzemeden üretiliyor. Halkın %28'i her gün mum ışığı altında bir araya geliyor. Bunun öyküsü ise oldukça ilginç: Almanlar, İkinci Dünya Savaşı sırasında Danimarka'yı kuşatıyor. Danimarka hükümeti, düşman uçakları şehri fark etmesin diye şehir elektriklerini kesiyor ve tüm ülke her gece karanlıkta kalıyor. Sonunda Almanlar pes ediyor. Danimarka halkı savaştan sonra elektriği yeniden kullanmaya başladıkları 4 Mayıs gününü, evlerinin pencerelerinin önüne koydukları mumlarla kutluyor.
Bu arada aydınlatma mumla da sınırlı değil. Aydınlatmaların hepsi zayıf ışık saçıyor. Çünkü loş ışığın mutluluk ve huzur verdiğini keşfetmişler.
Birliktelik Hygge'da oldukça önemli. Birliktelik, 'dokunmadan sarılmak' olarak da nitelendiriliyor. Bir araya gelmek ve konuşmak, paylaşmanın en güzel yolları. Bu sebeple Avrupa'da yaşayanların %60'ı haftada en az bir kere arkadaşları ve aileleriyle bir araya gelirken Danimarka'da bu oran %78'e dek çıkıyor.
Ülkenin yeme içme alışkanlıkları ise, mutluluğun bir başka anahtarı. Danimarka tatlıyı seviyor. Yine bir istatistikle anlamak gerekirse Avrupa'da kişi başı yılda 4,1kg tatlı tüketilirken Danimarka'da bu oran kişi başı 8,2kg. Kekler, tarçınlı kurabiyeler, evde yapılan ekmekler ve kahve, olmazsa olmazlardan. Giyim ise Danimarkalıların pek üzerine düşmediği bir konu. Amaç rahat hareket edebilmek. Evlerde beyaz ve gri tonları hakim. Ahşap masalar, minimal dekorasyon ve şömine, manifestonun güçlü elementleri.
Yün battaniyeler, seramik ürünler ve eve kadar giren doğa, sıcak çorba ve bitki çayları vazgeçilmezlerden. Pahalı zevkler peşinde koşmayan Danimarkalılar, mutluluğun ucuza mal olabileceğini de kanıtlamışlar. Eve gelen misafirler evlerinde ürettikleri, reçelleri, marmelatları, turşuları, çorbaları yanlarında getiriyorlar. Paylaşarak birlikteliklerini kutluyorlar. Danimarka'da TV geceleri de ünlü: Birlikte bir film izlemek, yapım hakkında konuşmak da çok popüler. Ve her yere giderken bisiklet kullanıyorlar. Hygge; nereye gideceğini bilemediğimiz dünyada, ne kadar yaşayacağımızı bilemediğimiz ömrümüzün mutluluk anahtarı. Basit, yalın ve farklı insanların ortak zevklerinden oluşan bir yaşama biçimi.