Cerrahlıktan büyücülüğe hızlandırılmış kurs
Marvel sinema evreninde karakterlerin her birine film çekme furyası sürüyor; sonunda bu furyadan nasibini alan 'DR. Strange' de kendi filmine kavuştu. Çizgi romanseverlerin iyi bildiği ana hikayeye bir giriş niteliği taşıyan film, izleyiciye izlediğine pişman olmadan geçen keyifli, eğlenceli ve hareketli bir seyir sunuyor.
Yazı: Ege GÖRGÜN
Filme adını veren Stephen Strange, son derece zeki, başarılı aynı zamanda da başarısından dolayı egosantrik ve hayli burnu kalkık, kibirli bir cerrahtır. Lâkin o "Büyük dağları ben yarattım!" edasıyla ortalıklarda dolanırken kader de onu meşum bir sona doğru sürükleyecek ağlarını örmektedir. Öyle ki son model otomobiliyle konuşmacı olarak katılacağı bir konferansa doğru tam gaz giderken bir anlık dikkatsizliği ona epey pahalıya mal olur ve elindeki sinirler zarar gördüğünden doktorluk hayatı bir anda sona eriverir.
Doktorluk hayatının bittiğini idrak edince bunalıma giren Dr. Strange'in bütün hayatı kendisi gibi korkunç bir tecrübe geçirdikten sonra iyileşen birisinin varlığından haberdar olmasıyla değişir. İyileşme arayışıyla kendini Katmandu zirvelerinde bulan Dr. Strange, Nepal'e uzanan ruhani yolculuğunda The Ancient One (Bilge Kişi) önderliğinde bir dizi eğitimden sonra büyü dünyasına adım atar. Hem de öyle bir atar ki, sanırsınız evvelezel büyücüymüş de haberi yokmuş.
Marvel Sinematik Evreni'nin önemli karakterlerinden 'Doctor Strange'in yönetmenliğini 'Şeytan Çarpması' (2005), 'Lanet' (2012) ve 'Bizi Kötüden Koru' (2014) gibi korku fi lmlerinin yönetmeni Scott Derrickson üstleniyor. Yeni nesil 'Sherlock' dizisinin zekâ timsali dedektifi Sherlock Holmes'i başarıyla canlandıran İngiliz oyuncu Benedict Cumberbatch'i yine ultra zeki bir karakter olan Dr. Strange rolünde izliyoruz. Dr. Strange'le geçmişte bir gönül macerası yaşadığını üstü kapalı anlatımdan çıkardığımız Dr. Christine Palmer rolünde Rachel McAdams yer alıyor. Tilda Swinton, The Ancient One (Bilge Kişi) rolündeki ustalığıyla cinsiyetin önemsizliğini bir kez daha kanıtlıyor. Chiwetel Ejiofor, Mordo'ya hayat verirken karanlık evrenin korkunç yaratığı Dormammu'yu dünyaya getirmek isteyen karizmatik Kaecilius karakterinde Mads Mikkelsen var.
Biraz 'Harry Potter', biraz 'Yıldız Savaşları', biraz 'Matrix', biraz 'Başlangıç' tadı alınabilecek fi lmin görselliğiyle 'Başlangıç'ı akla getiren, zaman mekân kurallarının altüst olduğu sahneler ve çoklu evrenler arasında geçen aksiyon sahneleri tam anlamıyla baş döndürüyor. Film görsel efektleri ve fantastik boyutuyla öyle hızlı akıyor ki, Dr. Strange'in iş göremezlikten iyileşmeye geçiş hikâyesinin ne ara dünyayı korumaya çalışan büyücülerle karanlık tarafın büyücüleri arasındaki çetin savaşın hikâyesine evrildiğini anlayamıyorsunuz.
Hatta bir an kulaklarınızda "Bu doktor bunca yıllık klasik tıp eğitiminin üstüne büyüye ve büyücülüğe nasıl da bir anda tav oluyor, bunları kayıtsız şartsız kabulleniyor? Gerçek dünyada doktorlar alternatif tıp konusundaki gelişmelere bile kayıtsız kalırken…" diyen, mantığınızın sesini duyabilirsiniz. Kulağınızı tıkayın ve kendinizi fi lmin fantastik evrenine bırakın.
