Bir Bavul Dolusu Canavar
'Fantastik canavarlar nelerdir, nerede bulunurlar?' Adlı filmle, yıllar önce geçen bir maceraya, bir başlangıç hikayesine tanık oluyor; kitapları ve filmleriyle hatrı sayılır bir hayran kitlesi oluşturan Harry Potter ve büyülü evreninin özlemini bir nebze olsun gideriyoruz.
- Kültür Sanat
- Çarşamba 12:07 | 17 Mayıs 2017
Yazı: Ege GÖRGÜN
'Harry Potter'ın beyazperdedeki sekiz filmlik macerasının 2011 yılında sona erişinden bu yana, serinin takipçileri bu büyülü dünyaya duydukları özlemi her fırsatta dile getirdi. En sonunda serinin yaratıcısı J. K. Rowling ısrarlara dayanamayarak toplamda beş filmden oluşacak olan yepyeni bir büyülü serinin ilk filminin senaryosunu tamamladı ve izleyiciler 'Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?' filmi ile özledikleri büyülü evrenin kapılarını yeniden aralama fırsatı buldu. Bu yeni macera, 'Harry Potter'dan hayli önceye, tam olarak 1926 yılına uzanıyor. Hikâye, fantastik canavarların New York'a gelen Newt Scamander adlı büyüzoologun bavulundan kaçarak ortalığı birbirine katmasıyla başlıyor. " Büyüzoolog da nedir?" diyecek olanlar için, büyülü yaratıkların doğalarını araştıran bilim adamı diyelim. Scamander, bakanlıktaki yerini geri almaya uğraşan Tina Goldstein tarafından yakalanınca olaylardan sorumlu tutuluyor. Gerçek ortaya çıkıncaya kadar da aksiyon dozu yüksek bir seyir izleyiciyi bekliyor. Filmde anlatıldığı kadarıyla 20'li yılların ABD'si, büyücülerin ve cadıların toplumun bir kesimi tarafından nefretle karşılandığı ve avlandığı bir yer. Bu yüzden de büyü toplumu açığa çıkma korkusuyla yaşıyor. Bir de Grindelwald tehlikesi var, ancak sürprizi bozmamak için o konuya girmeyeceğiz. Gelgelelim fi lme: Harry Potter'ın yıllar sonra okuyacağı, Hogwarts'ta ders kitabı olarak okutulan aynı adlı kitaba konu olan bu hikâye, Scamander'in yaptığı araştırma yolculuklarının bir hikâyesi. Onun başyapıtı sayılan bu kitabın hikâyesinin anlatıldığı senaryo da dahil olmak üzere, beş fi lmden oluşan bu yeni serinin tüm senaryolarının da Rowling'in elinden çıkması bekleniyor. Filmin yönetmeni ise, 'Harry Potter' serisinin son dört fi lminin de yönetmenliğini üstlenen David Yates. Bu yeni seriyi 'Harry Potter' serisiyle kıyaslamak pek doğru olmasa da iki serinin çakıştığı yerler olduğunu belirtelim. Sonuçta hikâyeler farklı zamanlarda geçse de birbiriyle bağlantılı, hatta birbirinin uzantısı sayılacak bir nitelik taşıyor. Filmin hikâyesinde havada kalan ufak tefek ayrıntılar olmasına rağmen görselliği çok iyi kotarılmış. Çok fazla gönderme ve ayrıntı yer alıyor, o yüzden bir değil birkaç kez izlemekte fayda olabilir. Oyunculuklarsa bir ikisi hariç, hayli göz doldurucu. Newt Scamander rolünde, Hollywood sinemasının son yıllardaki yükselen değerlerinden İngiliz oyuncu Eddie Redmayne yer alıyor. Bu sayfalarda kendisine sıkça yer verdiğimiz Redmayne'nin 'Marilyn ile Bir Hafta' (2011), 'Sefiller' (2012), 'Her Şeyin Teorisi' (2014) ve 'Jüpiter Yükseliyor' (2015) fi lmleriyle kısa sürede tanınmış oyuncular arasına girdiğini söyleyebiliriz. 'Her Şeyin Teorisi' fi lmindeki Stephen Hawking rolüyle 87. Akademi Ödülleri'nde 'En İyi Erkek Oyuncu' Ödülü'nü alan Redmayne, aradan sadece bir yıl geçmesine rağmen 'Danimarkalı Kız' fi lmindeki rolüyle yeniden 'En İyi Erkek Oyuncu' Ödülü'ne aday gösterilmişti. Filmin eğlence ve komedi dozunu yükseltmesi için seçilen Dan Fogler, normal insan Jacob Kowalski rolüyle kendinden bekleneni veriyor. Ancak Goldstein Kardeşler'den Tina'yı canlandıran Katherine Waterston için aynı şeyi söylemek güç. Credence rolüyle Ezra Miller hafızalarda yer edecek bir tipleme yaratırken Colin Farrell, Percival Graves rolünde yine bildik Colin Farrell. Oyunculukları bir yana bırakırsak 'Harry Potter' serisinin öncesini anlatan seriye giriş niteliğindeki bu ilk film, gelecek filmlerin sihir, heyecan, gizem, macera anlamında daha tatminkâr olacağı beklentisiyle izlenirse hayal kırıklığı yaşatmamış olur.