Fantastik rollerin efendisi
Caesar'ın "Noooo (Hayır)!" dediği sahne hala akıllarda. İnsanoğlunun bitmek tükenmek bilmeyen hırsı Caesar ve arkadaşlarını yine insanoğluna karşı güçleniyor.
- Kültür Sanat
- Cuma 10:38 | 23 Haziran 2017
Yazı: Emrah SAKA
2011'de 'Maymunlar Cehennemi: Başlangıç' ile başlayıp 2014'te 'Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti' ile devam eden başarılı seri, 'Maymunlar Cehennemi 3: Savaş' ile devam ediyor. İnsan nüfusunun çoğunu tahrip eden viral salgının ardından maymun topluluğu gittikçe daha da güçleniyor. İki tür arasındaki gerginlik, çatışmaya dönüşüyor. Andy Serkis'ı yakından takip ediyorsanız dijital performansla fantastik oyunculuk çalışmalarını; 'Yüzüklerin Efendisi' serisi, 'Hobbit' üçlemesi, 'Yıldız Savaşları', 'Yenilmezler: Ultron Çağı', 'Vahşi Bill', 'Sex & Drugs & Rock & Roll'daki performanslarından zaten haberdarsınızdır. Serkis, ülkemizde dünyayla aynı anda, yani 14 Temmuz'da gösterime girecek 'Maymunlar Cehennemi 3: Savaş' filminde de başrol Caesar'a inanılmaz bir derinlik ve duygusallık katıyor. Filmin vizyona girmesine daha zaman var, ancak Andy Serkis ile yeni rolünü biz çok daha önce, 6-9 Ekim 2016'da New York'ta Comic- Con'da ilk prodüksiyon aşamalarının gösterildiği özel toplantıda konuşmuştuk.
ESQ: Yeni filmde senin ve Caesar için yeni olan şey ne?
Andy Serkis (Ceasar): Onu bebeklikten bugüne canlandırmak, çocukluk çağına, hatta benim durumumda maymunluk çağına şahit olmak gibiydi. Aile ve destan devam ediyor. Caesar da gelişiyor. Caesar'ın bu filmde karşılaştığı sorunlar gerçekten çok büyük. Bu filmleri olağanüstü kılan şey, insanlar ve maymunların öyküsü arasındaki inanılmaz dengeyi kurabilmesi. Caesar birçok açıdan her iki dünyanın arasında kalır, çünkü insanlarla birlikte büyümüştür. İlk filmde uzaklaştırılana kadar kendisini bir insan olarak düşünmüştü. İnsanlığa saygı göstermeye ama öncelikle kendi türüne yardım etmeye çalışan Caesar, ilk filmde kendi içindeki maymunu keşfetmek zorunda kalmıştı. Son filmde ise, kendi ırkından bir topluluk oluşturmak ve maymun türüne bir yol yaratmak için, karşı karşıya kaldıkları büyük tehditler sebebiyle daha önce gördüğümüzün daha da ötesinde bir mücadele veriyor. Bu yüzden, bu filmde çok daha fazla tehlike var ve Caesar kişisel olarak daha çok acılar çekiyor. 'Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti'nde kurulan ve gelişmeye başlayan maymun topluluğu yıkılmıştır. Caesar son filmde hiçbir zaman yapmayacağına yemin ettiği bir şeyi yapmış ve bir maymun olan Koba'yı öldürerek maymun inancının bir parçası olan "Maymun maymunu öldürmez" kuralını çiğnemiştir. Şimdi ise kendisini bir kumandan, tekrardan başlayan bir lider olarak bulur. Maymunların Muir Woods'tan çekilmelerine sebep olan bir göç söz konusudur. Caesar da Muir Woods'tan ayrılmak üzereyken bu beklenmedik, dehşet verici hadise meydana gelir ve Caesar içsel pusulasını kaybeder. Bu film, Caesar'ın moral pusulasına tutunmayı sürdürmek için verdiği mücadeleyle ilgili; çünkü çok yıkıcı bir yola giriyor ve bu yolda acı verici durumlarla karşı karşıya kalacak. Yol boyunca karşılaştığı karakterlerin yardımıyla, içinde bulunduğu zorlu durumlardan kurtulmayı başarıyor. Yeni filmdeki karakter yolculuğu inanılmaz.
ESQ: Sanki hep acı çekmesi ve birçok şeyle uğraşması gerekiyormuş gibi görünüyor.
A.S: Evet. Çünkü ailesi ve ırkını savunmak için ve daha büyük resim karşısında herkesin hayatta kalabilmesi için her iki tür arasındaki dengeyi korumak zorunda. Üzerinde bu baskıyı hissediyor.
ESQ: Caesar bu seferki yolculuğunda Steve'in (Zahn) yalnız maymun karakteriyle tanışıyor.
A.S: Doğru. Steve'in karakteriyle ilgili olağanüstü olan şey, temsil ettiği karakterin kabilesine uymayan bir karakter olmasıdır. Şimdi bildiğimiz virüsün etkilerinin çok daha fazla olduğunu ve bu durumun Muir Woods'un maymunlarını çok şaşırttığını biliyoruz.
ESQ: Caesar, Steve'in karakterini benzer bir ruh olarak görüyor mu?
A.S: Evet, çok büyük bir yıkım görmüş ve çok karanlık yerlere gitmiş olarak bir araya geliş söz konusu. Caesar, onu, bu ortak zeminde karşılaştığı tuhaf biri olarak görüyor ve sonra bu zeminde bir araya geliyorlar. Caesar'ın ona tamamen farklı bir ışıkla bakmaya başladığı ve onun yaşadığı türden bir trajedinin içinde olduğunu anladığı bir an da yaşanıyor.
ESQ: Steve, performans yakalama donanımındaki yeni kişi. Hikâyeye nasıl dahil oldu?
A.S: Öncelikle Steve parlak bir aktör, ki bu da gerekli olan tek şey. Karakterinizi anlamak ve canlandırmaktan başka bir şeyin de önemi yok. Aynı zamanda harika bir komedyen ve tiyatro oyuncusu. Bu role çok uygun ve çok şey kattı. Onunla çalışmak güzel. Matt'in (Reeves) yönlendirmesiyle mükemmel bir çalışma olduğunu söyleyebilirim.
ESQ: Daha önce Steve'in dramatik bir oyun çıkardığını gördük. Ancak yeni film, onun için farklı bir seviyeymiş gibi görünüyor. Siz de katılıyor musunuz?
A.S: Kesinlikle. Bir aktör olarak sizden beklenen şey, inançsızlığı uzaklaştırmaktır, fakat bu, incelik isteyen bir iştir. İnsanların performans yakalamanın yalnızca pandomimle ilgili olmadığını artık öğrendiğini düşünüyorum.
ESQ: Teknoloji 'Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti'nden bu yana değişti mi?
A.S: Süreç çok daha elverişli hale geldi. Biz sabahları içeri giriyoruz ve donanımlarımızı etkinleştiriyoruz, ki bunlar zaten çok gelişmiş halde. Yüz kameraları evrim geçirdi. Ama asıl olarak sanırım büyük sıçrayışımızı, konum üzerinde çekime başladığımız zaman 'Maymunlar Cehennemi: Başlangıç'ta yaptık. Bu önemliydi. O zamandan beri teknoloji daha sağlam; kameraları taşımak daha kolay.
ESQ: Hepiniz kendinize yeni zorluklar yaratmaya devam ettiniz.
A.S: 'Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti'nin başlangıcı oldukça zordu, çünkü ilk birkaç gün çok ıslak gezdik. Sonra da çok sıcak olan New Orleans'taydık. Şimdikinde ise oldukça soğuktu!
ESQ: Ölçek bu kez daha mı büyük?
A.S: Düşünüldüğünde 'Maymunlar Cehennemi: Başlangıç' oldukça samimi bir eserdi. Diğer maymunlarla beraber daha büyük bir aile vardı. 'Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti'nde daha büyük bir topluluk inşa edildi. Yeni film ise daha destansı.
ESQ: 65mm ile çekim yaptınız, değil mi?
A.S: 65 mm'de sahneler inanılmaz görünüyor. Bazı kamera testleri gördüm ve olağanüstü görüneceğini biliyorum. Bu görüntülerin olağanüstü olduğunu söylerken Matt'in paletinden, James Chinlund'un inanılmaz tasarımlarından ve görüntü yönetmeni olarak Michael Seresin'in çalışmalarından da söz etmek gerek.
ESQ: Matt'i yine yönetmen olarak görmek güzel mi?
A.S: Matt hikâyeyi avucunun içi gibi bilir. Hikâyeyi Mark Bomback ile yazıyor ve onları tanıyor. Sadece bu da değil; kendisi oldukça iyi bir aktör. Söz konusu film çekmek olduğunda da yönlendirmeler konusunda çok zekidir ve aktörlerin etrafında alan yaratır; ki bu sonuç, bu ölçekte filmlerde her zaman elde edilemez. Onunla tekrar çalıştığım için heyecan duyuyorum. Enerjisini seviyorum. Bu filmlere karşı tutku duyuyor, aynı zamanda çok zeki.
ESQ: Filmde serideki diğer filmlerden daha uzun provalar yapılmış gibi görünüyor. Böylece gerçekten olayın içine girmeye vaktiniz olmuş ve çekmeye devam edip yeni şeyler bulabilme imkânı bulmuşsunuzdur diye düşünüyorum.
A.S: Evet, bu provalarda performansı yakalama hazzına yeniden dönebilir, hatta ona şekil verebilirsiniz. Filmde bir kere plakaları aldıktan ve tüm çevrenin çekimini yaptıktan sonra içine girebileceğimiz periyotlar oluyordu. Performans yakalamanın en iyi yolu da şu an bu gibi görünüyor. Anları, tempoyu, karakteri ve her şeyi tekrar tekrar gözden geçirebiliyorsunuz.