Mutsuzluğun bin bir tonu
Yaşıtları pinekleyedursun, Woody Allen 82 yaşında çektiği, 50’li yılların ABD’sinde işçi sınıfının dramatik yaşamını göz önüne seren ‘Dönme Dolap’la sanatını konuşturmaya devam ediyor.
Yazı: Ege Görgün
Modern sinema meddahı Woody Allen'ı sevseniz de sevmeseniz de onun bol karakterli, koşuşturmacalı, günlük hayatı ve ilişkileri odağına alan sinemasına kayıtsız kalmanız zor olsa gerek. Genellikle anlatıcı kontenjanından bir dış sesin ve fon müziğin eşliğinde durmadan bir şeyler anlatır Woody Allen filmleri.
Allen'ın 2016 yapımı 'Café Society'nin ardından çektiği 'Dönme Dolap', diğer filmleriyle ortak özelliklere sahip olsa da diğerlerine nazaran daha sakin; görselliği ve renkleriyle de sinematografiyi daha fazla öne çıkaran bir çalışma sayılabilir.
Hikâyesini anlatmak için bir kez daha en iyi bildiği, âşık olduğu şehir New York'u seçiyor Allen. 1950'li yılların New York'unun eşsiz eğlence sahili Coney Island'daki eğlence parkında yolu kesişen dört farklı karakterin hayallerini, hayal kırıklıklarını, mutsuzluklarını anlatıyor bu kez.
Filmin hikâyesi, izleyiciye duygu durumunu vurgulayan bir renk skalasıyla aktarılıyor. Kate Winslet'ın canlandırdığı Ginny karakterinde bunu daha çok hissetmek mümkün. Ginny'nin duyguları değişirken renkler de değişiyor; morlar, sarılar yerini soluk renklere bırakıyor.
Vaktiyle oyunculuğa meyletmiş ancak istediği türden bir üne kavuşamamış oyuncu eskisi Ginny, ilk aşkından sonra alkolik bir adama sığınıyor. Sürekli bir yerleri ateşe veren oğlu, bir türlü dinmek bilmeyen baş ağrısı eşliğinde yaşayıp giden, mutsuzluk timsali bir kadın haline geliyor. Sahildeki dönme dolabı işleten, şimdiki kocası Humpty; ilk karısını kaybetmiş, kızı daha 20 yaşındayken bir gangstere âşık olup evi terk eden, içmekle içmemek arasında gidip gelen bir adam.
Ginny kendinden yaşça küçük cankurtaran Mickey ile tanışıp geçmişe ve gençliğine döner ve aşka duyduğu özlemi onunla gidermeye başlarken peşindeki gangsterlerden kaçan Carolina'nın baba evine gelişiyle her şey bambaşka bir seyir alıyor. Sonuç olarak da ortaya renkleri, retro atmosferi, sinematografisiyle izleyiciyi içine çeken, dram ağırlıklı hikâyesine rağmen zaman zaman güldüren, hoşça vakit geçirten bir yapım çıkıyor.
Ginny rolündeki Kate Winslet'ın oyunculuğu filmi alıp götürürken Humpty'yi canlandıran Jim Belushi de ortalamanın üzerinde bir performans sergiliyor. Filmde şair ruhlu cankurtaran rolünde Justin Timberlake'i izliyoruz. Carolina'yı ise bir diğer İngiliz oyuncu, 'Notes on a Scandal' filmiyle ün kazandıktan sonra Hollywood sinemasında arzı endam eden Juno Temple canlandırıyor.