Perry Manson’daki Rahibe Alice gerçekte kim?

HBO'nun sekiz bölümlük yeni dizisi Perry Mason, 21 Haziran'da yayınlanmaya başladı. Dizi Erle Stanley Gardner'ın popüler suç romanlarında yer alan Perry Mason karakterine odaklanıyor. Perry Mason, Gardner'ın romanlarında 1930'ların Los Angeles'ında yaşayan ve çoğu zaman haksız biçimde suçlanan sanıkları savunan bir avukat olarak anlatılır.

Dizinin ilk iki bölümünde Hollywood gangsterleri, yozlaşmış Los Angeles memurları ve Rahibe Alice McKeegan başkanlığındaki kült bir evanjelik kilisesine tanıklık ettik. Düşük ücretli bir avukat olarak hayatını yaşamaya çalışan Mason, Fransa'daki savaş zamanı deneyimleri ve kırık bir evliliğin etkilerinden muzdarip bir ruh halinde. Ülkenin geri kalanı büyük ekonomik buhrandan kurtulurken Los Angeles kaosa sürüklenir. Mason ise bu sırada bir kaçırılma olayının üzerine gider. Olayı araştırdıkça aslında tüm şehrin suça karıştığını öğrenir.

Dizinin 2'inci bölümünde karakterimiz karizmatik Rahibe Alice ile tanışır. Peki Rahibe Alice gerçekte kim? Tüm bunların buhran döneminde yaşayan ünlü radyo evanjisti Aimee Semple McPherson ile ne ilgisi var? Aslında Rahibe Alice ve Rahibe Aimee, gizemli bir kaçırma olayına kadar birçok benzerliği paylaşıyorlar.

Emmy ödüllü ve Orphan Black mezunu Tatiana Maslany, HBO'nun Perry Mason'unda Rahibe Alice McKeegan rolünde. Melek beyaz saten elbisesi ve radyo mikrofonu, tutkulu konuşması ve havalı, uçuşan sarı saçlarıyla o aslında Aimee Semple McPherson'ı temsil ediyor.

Aimee Semple McPherson kim?

Aimee Semple McPherson, bir Pentekostal misyonere aşık olduktan sonra hayatını vaaz vermeye adadı. Yıllar içinde dünyayı dolaştı, ilk kocasının ölümünden sonra yeniden evlendi ve hitabet sanatında inanılmaz yetenekli oldu. 1918'de annesi ile birlikte Angelus Tapınağı'nı kurdukları Los Angeles'a taşındı.

1920'lerin ortalarında McPherson, en ünlü ve etkili evanjelik kişilerden biriydi. Kitlelere ulaşmak için radyoyu kullandı ve kısa sürede etrafına çok fazla kişi topladı. 1924'te Foursquare Kilisesi'ni kurdu. Sonra 1926'da gizemli bir şekilde kayboldu. Meksika çölünde uyuşturulduğunu ve bir kulübeye götürüldüğünü iddia etmesine rağmen - şans eseri kaçtı - kendisi için yasadışı bir ilişkiye sahip olduğu ve daha bir sürü başka ilgi çekici iddaayla ilgili rapor vardı. Kayboluşuyla ilgili gerçek hala bilinmiyor. Kızı ve oğluyla birlikte 1 milyonu aşkın cemaat ile birlikte kiliseyi yönettikten sonra aşırı doz Barbiturat nedeniyle hayatını kaybetti.