Sevdiğin İşi Yap, Yaptığın İşi Sev
Gastronomi alanında danışmanlık hizmeti veren CP Consultancy’nin kurucusu Cemal Polat, Türk kültüründen taşıdığı değerlerle Londra’da nasıl başarılı olduğunu anlatıyor.
- Kültür Sanat
- Salı 10:05 | 11 Ekim 2022
Açıkçası gastronomi sektörünü seçmemdeki en büyük sebep, aile köklerim. Üç yaşımda babamın ticari yatırımları için Türkiye'den İngiltere'ye taşındık. 32 yıldır dünyanın gastronomi merkezi diyebileceğim Londra'da yaşıyorum. Buna rağmen kültürümüzden kopmadım ve sanırım bu yetiştiriliş tarzı mesleğimi de seçmemi sağladı. Türk insanının DNA'sında çalışmak, misafirperverlik ve dostluk gibi muhteşem kavramlar var. Bunların hepsi benim hayran olduğum etik konular. Beni etkileyen bir diğer konu ise gastronomi. Gastronomi hayranlığımla girişimci ruhumun birleşmesi beni bu günlere getirdi.
Bu süreçte, bana her daim yol göstermiş babam da önemli rol oynadı. Kendisi İngiltere'de ticaretle uğraştığı için girişimcilik ruhu evimizde her zaman vardı. Bu sebeple küçük yaşta iş dünyasını gözlemleyerek bazı şeyleri öğrenmeye başladım. Keza evimizde Türk mutfağı ve Türk misafirperverliği, her zaman yaşatılan ve önemsenen kavramlar olmuştur. Yabancı konuklarımıza kültürümüzü anlatmayı, mutfağımızın lezzetlerini sunmayı ve Türk ev sahipliğini göstermeyi her zaman görev bildik. Bu süreçte tüm bu kültürel birikimimi akademik eğitimle tamamladım; University College London'dan mezun olup ardından University of Hertfordshire Ekonomi Bölümü'nü başarıyla tamamladım. Sonrasında Londra'da büyük bir özveriyle CP Danışmanlık Şirketi'ni kurup dünyanın dört bir köşesinden firmalara gastronomi danışmanlığı verirken Türkiye'nin gastro zenginliğini çok daha iyi görme imkânım oldu. Mutfağımız, dünyanın en iyi üç mutfağından biri. Sanırım bu değerler ve farkındalık içinde büyümüş olmam, böyle bir mesleği seçmemi ve gastronomi alanında danışmanlık şirketi kurmamı sağladı.
CP Consultancy hangi konularda danışmanlık veriyor?
CP Consultancy'yi belirli bir alana odaklanmış şekilde kurduk. Ama bir o kadar da ilgili tüm konuları kapsayacak bir yelpazede danışmanlıklar veriyoruz. Yaptığımız iş 360 derece irdelenmesi gereken ve çok bileşeni olan bir mevzu. İlk verdiğimiz hizmet, temel danışmanlık stratejisi. İngiltere'de hangi ürünle, hangi hedef kitleye, nerede ve nasıl erişilmesi gerektiğinin stratejisini oluşturuyoruz. Bu stratejinin bir parçası olarak restoranın lokasyonunu belirleyip işin en zor aşamalarından biri olan belediye izinleri sürecini de üstleniyoruz. Hepsine ek olarak mimari konsepti belirleyip inşaat yönetimini de bizzat yapıyoruz. Hemen ardından ise insan kaynağı tarafında restoranın yöneticileri ve çalışan ihtiyacının hesaplanması, adayların bulunması ve işe alım süreçlerini yönetiyoruz. Son aşamada ise yerel pazarlama ekiplerimizle İngiliz basını ile olan ilişkileri yöneterek açılış öncesi ve sonrası tanıtım süreçlerini koordine ediyoruz. Tüm bunların ötesinde sunduğumuz en önemli hizmet aslında markanın daima yanında olarak yerel kuralları ve insanları bilen bir danışman firmanın varlığını sürekli hissetirmek. Yatırım sürecinde sürprizlerle karşılaşmamanız ve yabancı bir ülkede yalnız olmamanız önemli. Müşterilerimizden duyduğumuz en pozitif yorumlar, konfor ve güven alanını sağlıyor olduğumuza dair.
Girişimcilik ruhunun aileden geldiğini söylediniz. Size göre iyi bir girişimin sırrı nedir?
İyi bir girişimci olmanın bence en önemli etabı iyi bir gözlemci olmak. Sezgileri ve analiz yeteneği yüksek bir şekilde fırsatları gözlemleyebilmek. Yani radarı açık olmak. Ardından ise cesaret ve emek geliyor. Her girişimcilik hikâyesi kendi içinde riskler barındırıyor. Bunu göze almalı ve emek vermekten yılmamalısınız. Bir diğer kavram ise sabır. Özellikle gençler her şey hemen gerçekleşsin, her girişim ertesi ay başarı sağlasın istiyor. Oysaki kendinize ve fikrinize güveniyorsanız sabırlı olmak zorundasınız. Sabırsızlık en büyük hata yaptıran şeydir. Sağlıklı düşünebilmek ve stratejik kararlar verebilmek için sabırlı olmak ve vazgeçmemek çok mühim.
Sporla çok ilgili olduğunuzu dile getiriyorsunuz. Hangi sporlarla ilgileniyorsunuz ve spor hayatınıza ve kariyerinize nasıl faydalar sağladı?
Spor, kelimenin tam anlamıyla benim için en aktif deşarj olma yolu. Salon sporlarını ve doğada koşuyu seviyorum. Spor, odağımı güçlendiren bir alan. İş dünyasında spor yapıyor olmanın fiziksel ve ruhsal faydasını oldukça görüyorum. Stresten uzak, sabırlı ve odağı yüksek bir insan olmanızı sağlıyor. İş insanlarının en çok ihmal ettiği konulardan biri de kanımca bu. Sağlık yoksa maddiyatın ve başarının bir anlamı da yok. Bu sebeple sabah 05.30'da kalkıp muhakkak sporumu yapıyorum. Bu tutkumu bir girişime de dönüştürüp kendi GYM markamızın ilk şubesini Londra'da açtık.
Hobileriniz nelerdir, koleksiyoneri olduğunuz bir obje/alan var mı?
Spor dışında yeni restoranlar keşfetmeyi ve atölyelere katılıp yemek yapmayı çok seviyorum. İddialı olmasam da iyi bir şef olduğum söyleniyor. Ayrıca Londra'da üyesi olduğum kulüplerdeki konuşmacılı etkinlikleri takip etmek ve yeni insanlarla tanışmak her zaman keyif veriyor. Keza kitap yazmaya vakit ayırıyorum. Strategic Planning for Beginners ve Launch Your Own Café isimli iki farklı İngilizce kitabım da bulunuyor. Şimdi ise yeni kitabımın hazırlığındayım. Bir diğer zevkim ise sanat yatırımları ve spor otomobiller. NFT yatırımları da ilgimi çekiyor. Spor otomobil tutkumu hem farklı otomobiller kullanarak hem de global yarışları takip ederek sürdürüyorum. İtalya'daki Mille Miglia Klasik Otomobil Yarışı, Katar Rallisi ve Formula 1 yarışlarının Monte Carlo ve Bakü etapları favorim.
Londra'da bir iş ve tatil gününüz genellikle nasıl geçer?
Tatil günlerimi mümkün olduğu kadar sevdiklerimle geçirerek işim ile aile ve özel hayat dengesini korumaya dikkat ediyorum. İngiltere kırsalındaki yakın şehirleri, şatoları, sahil kasabalarını ziyaret etmek veya Paris gibi yakın Avrupa şehirlerine gitmek keyifli olabiliyor. Bazı dönemlerde ise tatil olsa bile özel projeler için çalışmak durumunda kalabiliyorsunuz. İş günlerinde ise sabahın enerjisine inanan ve erken kalkan bir insanım. Güne erken başlayıp mutlaka sporumu ve kahvaltımı yapıyorum. Rutinlerime bağlıyım ve bu rutinleri geliştiriyorum. Spor saatim gibi kahve saatime ve ailemle sabah telefonda yapacağım kısa konuşmalara her zaman sadığım. Yoğun bir gün sonrasında ise kesinlikle kendime ait vaktim olmalı. Aşırı yoğunluklar sonrası hemen sosyal ortamlara girmeyi tercih etmiyorum. Önce biraz dinlenip şarj olmam ve arınmam gerekiyor. Ardından ise arkadaşlarla vakit geçirmek ve yeni mekânlar keşfetmek hafta içindeki rutinim. Akşamları ise mümkün olduğunca erken yatıyorum. Spor kadar iyi uyku da sağlığın bir diğer sırrı.
Şu sıralar hangi projeler üzerine çalışıyorsunuz?
Şu anki en büyük heyecanım CNZ Burak markasını Londra'ya taşıyor olmak. Danışmanlığını verdiğim marka Orta Doğu'dan sonra ilk kez Avrupa'ya açılıyor. Açıkçası Londra dünyanın hiçbir şehriyle karşılaştırılamayacak dinamiklere ve avantajlara sahip. Türk markalarına Londra'ya girmelerini ve doğru kişilerden danışmanlık almalarını öneriyorum. Çünkü buradaki başarı sizi her daim bambaşka bir noktaya taşıyor. Bu cesareti ve vizyonu ortaya koyan bu Türk gastronomi markası için tüm izinleri ve mimari konsepti tamamladık. Londra'nın en prestijli lokasyonlarından birinde açılışa hazırlanıyoruz. Markanın ve mekânın büyüklüğünden dolayı kolay bir süreç yaşamadık. Her güzel şey gibi bu da zor oldu. O yüzden açıkçası bebeğini doğmasını bekleyen bir baba gibi açılış gününün heyecanını taşıyorum.