Koreografinin Odağında: Yasin Soy
Koreograf ve sanat yönetmeni Yasin Soy ile Green Birds Studio, moda organizasyonları ve yaratıcılık üzerine konuştuk.
- Kültür Sanat
- Cuma 15:48 | 05 Nisan 2024
Koreograf ve sanat yönetmeni olarak hikayeniz nasıl başladı?
Koreograf olarak meslek hayatıma Ankara'da başladım tam 27 yıl önce; başlangıçta kısa süreli modellik denemelerim oldu ancak sahne önünde değil sahnenin arkasında olmak beni çok daha etkiledi ve işin çekirdeğinden sahneleme tekniklerini öğrenmeye başladım. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim ve Organizasyon bölümünden mezun oldum. Farklı sahne tekniklerine ilgim bu yıllarda başladı. Yapılamayanı yapmak bana büyük heyecan ve haz veriyordu. Adeta büyük bir tutku ile işimi geliştirmek için sahne sanatlarının birçok dalında araştırmalar ve geliştirmeler üzerine çalışmalarım oldu. 2000'li yılların başında konseptler üzerine kurgulu özel defile sahneleri ve dekorlar yapmaya başladık. Gerçek demir yollarından yapılmış bir podyum gibi onlarca fikirle örülü görsellikler, teatral dekorlar, ilerlemem ve farklı projelerle anılmamı sağladı. Moda sektöründe yaptığım projeler ise kurumsal etkinliklere geçişim için sağlam bir alt yapı oluşturdu. Yani tam anlamıyla disiplinler arası bir çalışma hikayem var. Önceleri dekorlar ve müzik tasarımlarıyla markaların vermek istediği mesajları ve hikayelerini sahneleyerek ilerliyorduk ama bir gün yabancı ekiplerin de işin içine dahil olduğu, tamamen dijital bir gösterinin içinde bulunmam, şu anda en çok yoğunlaştığımız dijital şovların temelini oluşturdu. Dekorlarla gerçekleştirdiğimiz tüm şovlar artık animasyon destekli; adeta sihirle karışık bir görselliğe evrildi. Neredeyse tüm sektörler için yüzlerce açılış şovu tasarladık ve uyguladık. Bu sırada Türkiye'de dijital sanatçılarımız da gelişmeye başladı ve biz de Green Birds Studio animasyon şirketini kurduk. Bu gelişim, uluslararası işler yapabilmemize ve sektör için çok önemli yabancı ödüller almamıza kadar ilerledi. Bugün açılış performansları konusunda fark yaratan görsel şovlarımız yoğun bir şekilde devam etmekte, yurtdışından gelen çok özel teklifler de global ölçekteki yerimize gösteriyor.
Şimdiye kadar çok özel isimlerle özel işlere imza attınız. Bu başarı çok çalışmak mı, şans mı? siz kariyerinizin geldiği noktadaki yerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çalıştığınız markaların, değerli tasarımcıların ve özel projelerin sizi tercih etmesi için çok ciddi araştırmalar yapmanız, daha önce yapılmamış deneysel yaklaşımlar bulmanız ve yoğun bir emek vermeniz gerekiyor. İşi asla şansa bırakamazsınız. Bu bakış açısıyla kariyerim doğru zamanda doğru yaklaşımları sergileyerek her zaman yeni kalmayı başarmakla bu noktaya geldi ama en önemli etken, uygulanabilir de olsa uygulanamaz da olsa fikirlerdir her zaman.
Yaptığınız iş, özel bir yetenek gerektiriyor mu yoksa iyi bir eğitim alan herkesin yapabileceği bir şey mi, ne dersiniz?
Kesinlikle görsel bir yeteneğiniz olması gerekiyor. Tıpkı reklamcılar gibi yaratıcı fikirler geliştirip uygulanabilir şekli verebilmelisiniz; fikirler, görsel objeler, müzik ve kostüm tasarımına kadar birbirini tamamlayan bir akış. Tüm bu sanatsal parçaları talep edilene göre özgün bir şekilde senkronize edebilirseniz başarabilirsiniz.
Peki, bir de zaman açısından bakacak olursak, bu işi hakkıyla icra edebilmek gerçek anlamda nasıl bir çalışma istiyor?
Moda organizasyonları için tasarımcının aylarca koleksiyon hazırlaması sonrası bize verilen moodboard ve brief ile öncelikle doğru mekan seçimi, mekana ve konsepte göre sahne tasarımı, ışık tasarımı ve en önemli etkenlerden birisi de müzik tasarımı aşamalarından geçiyor. Yani iki aylık hazırlık süreçlerinden bahsedebiliriz. Dijital açılış gösterileri ise storyboard'ların hazırlanması, animasyon içeriklerinin üretilmesi ve tabii ki yine müzik tasarımı derken üç ay sürebiliyor.
Bu işi yapmak isteyenler bu yola nasıl başlamalı, neler önerirsiniz?
Öncelikle ilgili üniversitelerden mezun olmak önemli ama en az onun kadar önemlisi bu işlerde tecrübe sahibi kişilerin yanında pratik yapmak, tüm aşamalara şahit olmak. Sahne sanatlarında hatta birçok sanat dalında başarılı sanatçıların ortak özelliği bence bakmakla görmek arasındaki farkı anlayabilmeleridir.
Kariyerinizde ilerlerken en önemli ilham kaynaklarınız neler oluyor? Bu işte sizi neler besliyor?
Aslında en önemli soru bu; yani sağlıklı beslenmek. İlhamlar için doyumsuz bir şekilde görselliği olan her mecrayı takip etmek. İlk yıllarda çok gezmek ve sinema beni çok besledi. Devamında dijital çağın sunduğu fırsatları sahnelerimde kullanmak için yaratıcı tüm mecraları takibe aldım; yapmak istediğiniz ve aradığınız konulara odaklanırsanız yani ne aradığınızı bilirseniz her şey karşınıza çıkacaktır ve bilinçli araştırmalar da sonsuz data evreninde kaybolmamanızı sağlayacaktır.
Uzak ya da yakın vadeli yeni projeleriniz var mı?
Yoğun bir tempoda çalışmalarımızı sürdürürken işimizin doğası gereği her zaman sürpriz fikirler ve teknikler geliştirmek zorundayız. Bu da sizi çok geliştiren bir zorunluluk. Yeni yılda daha önce denenmemiş etkileyici fikirlerimizi yine sahneleyeceğiz, teknik açıdan yapılması imkansız görünen görselliğe öncelik veriyoruz.