Başrol Yıldızı Alan Ritchson Esquire'a Reacher'ı Anlatıyor

Reacher, ete kemiğe bürünmeden önce Lee Child’ın Jack Reacher kitap serisindeki başkahramandı. Seri, ilk sezonuna yazarın ilk kitabı Killing Floor’dan uyarlanarak başlıyor. İkinci sezonunda Bad Luck and Trouble, yeni sezonda da Persuader romanı ile ekrana taşınıyor. O gizem-aksiyon-mizah dengesini beklenmedik şekillerde verdiği hikâyesinde de nabzı düşürmüyor. Yolunun geçtiği sokaklara kendi adaletini taşırken sizi nasıl bir maceraya sürükleyeceği bir yana, şövalye mi serseri mi diye gidip geldiğimiz Reacher bir süredir görmediğimiz ceket ilikleten cesareti ekranlara taşıyor. Yeni sezonu göz bebeklerinize değmeden serinin enigmatik ana karakteri Alan Ritchson ile Reacher’ın zihnini bu Esquire’a özel röportajda kurcalıyoruz.

Giriş Tarihi: 26.02.2025 12:17 Güncelleme Tarihi: 10.03.2025 18:10

Röportaj: Derin Övgü Öğün

Fotoğraf: Amazon Prime

Reacher'ın sosyal etkileşimlerindeki centilmenlik halinin bir Esquire editörünün gözünden kaçması imkânsız. Peki Reacher "Şiddet şiddeti doğurur," diyen birine ne cevap verirdi?

Muhtemelen "Hak ettiğini alırsın," derdi. Reacher şiddeti sonlandıran o kişi, birilerinin de bunu yapması gerekiyor hayatta. Ama kim neyi hak ediyor, bu konu tartışmaya açık. Zorbalığa karşı koymak her halükârda sorunun çözümü.

Reacher ile ilgili merak ettiğim bir diğer şey, bir yanlışı gözünün ucuyla dahi görse çözmek için kendini sorumlu hissediyor. Kahramanlar her yardım çağrısına kulak verir mi?

Dikkatimiz oradaysa, evet. İnsanlar genellikle etrafını çevreleyen tehlikeleri hissedebilirler. Geçen gün bir teknedeydim, aniden düdük çaldı. Cankurtaran suya atladı, ben de o anda suda yüzüstü duran birisini gördüm. Kendi kendime verdiğim ilk tepki, "Bir dakika, şu anda ne oluyor?" oldu. Bu adam gerçekten boğuluyor mu? Suya atlayıp ona yardım mı etmeliyim yoksa beklemeli miyim? Etrafıma bakındım ve bir cankurtaran daha gördüm. Bu bir tatbikat mı, diye sordum, öyleymiş. Bence deneyimimiz şu şekilde oluyor: Yardım eden kişi ben mi olmalıyım diyor ve ona göre hareket ediyoruz.

Nasılsa bir başkası yardım eder…

Başkası yapacak, birisi durumu düzeltecek. Çoğu zaman ne yapacağımızı bilmediğimizden bu gibi durumlarda bir nevi katatonik bir hale bürünüyoruz. Reacher'ın ise böyle bir sorunu yok. O her an devreye girmeye hazır.

Bazen bir tür gezgin olduğundan bahsediyor Reacher ama düşünce biçimi, ruh hali hiç oralarda değil. Bunun onu yorduğunu düşünüyor musunuz?

Sence neden öyle bir ruh halinde değil?

Her zaman tetikte, her zaman gözlemliyor. Her saat, her gün çözmesi gereken çok fazla şey var.

Doğru. O, anki hedeflerinin dışında olan birçok meseleye karışıyor. Bence bu bir taraftan benim de deneyimim. Ben de bir gezginim; bazen kendi evime adım atmadığım yıllar geçiyor.

Fakat şöyle bir şey de var. Dışarıdaysan, hayatın her anının içindeysen, çok fazla görür, çok fazla yaşarsın. Hikâyelerin vardır. Sana sonra "Bu adam bacağından vuruldu çünkü onu soyulmaktan alıkoymaya çalışıyordum," dediğimde sen de çoğu insanın vereceği bir tepki verirsin: "Sen nasıl bir hayat yaşıyorsun?"

Dışarıda, hayatın "içinde" olduğum bir hayat yaşıyorum. İnsanların içinde oldukça, fırsatın da oldukça bazı şeyler göreceksindir. Bu iki durum bana benzer geliyor. Onun bir gezgin olduğu doğru ama dahil olunması gereken de çok fazla şey var.

BİZE ULAŞIN