Officine Panerai markasının CEO’su: Angelo Bonati

Submersible modelleri gibi deniz dünyasını hatırlatan özel detaylarla geliştirildi. Panerai'ye 1997'de CEO olarak işe başladığınızda yalnızca bir saat vardı, üretim yapılmıyordu. Bugünse Panerai, pek çok saati, in-house mekanizmalarıyla uluslararası bir marka. Panerai'deki ilk gününüz nasıldı?

Masama oturmuştum, önümde bir Luminor saat vardı. Tek başımaydım, kafamda bir sürü fi kir dolaşıyordu. 20 yılda bu modelin kendisi bir marka haline geldi ve o masa da 600 kişinin çalıştığı in-house bir üretim fabrikasına dönüştü.

Panerai, yola iki ana koleksiyonu Luminor ve Radiomir'le devam etmeyi tercih etti. Gelecekte de bu iki koleksiyon üzerinden ilerlemeyi mi hedefliyorsunuz?

Hedefi miz, köklerimize saygı göstermek ve onları bugüne taşıyarak geçmişle gelecek arasında güçlü bir köprü kurmak. Her bir Panerai saatinde güncel teknolojilerle geçmişin güçlü İtalyan tasarım anlayışını bir arada görürsünüz. Panerai için kendi kimliğine, köklerine ve geçmişe uygunluğa saygı göstermek önemli. Yani Luminor ve Radiomir, her zaman özgün Panerai kasaları olarak kalacak.

Marka, son yıllarda özellikle teknik kısma ağırlık veren modellerle karşımıza çıkıyor. Bu teknik bilgi ve beceriye yıllar içinde nasıl eriştiniz?

Panerai için geliştirdiğimiz yeniliklerin fonksiyonel, devamlılık sağlayan ve paranın karşılığını veren nitelikte olmasına özen gösteriyoruz. Tüm bu detaylar, Panerai'nin DNA'sında olan bilimsel gelişmeleri, teknolojik araştırmaları ve güvenilirliği getiriyor. Yenilik, zorluklara dev bir oyun alanında karşınıza çıkan fırsatlar gibi bakmanızla ilgili. Mekanik saatçilik alanında yenilik yapmakla uğraşmazsanız piyasa payınız riske girecektir. Biz de şüphesiz yenilikler yapmak zorundayız, ama aynı zamanda DNA'mızı oluşturan ögelere saygı göstermeyi ve saatlerimizi duygulara da hitap eden ürünler olarak sunmayı da önemsiyoruz.

BİZE ULAŞIN