Bir efsanenin hayatı: Alex de Souza

13/18

"Kaptanlar çeşit çeşittir. Alex, tropikal bir iklimden ve rahat bir kültürden geldiği için herkese özgürlük verdi. Yine kuralları vardı, ama rahat bir kaptandı. Ümit Özat nasıl sert mizaçlı olmasının avantaj ve dezavantajlarını görmüşse o da sakin mizaçlı olmasının yarar ve zararlarını görmüştür," diye ekliyor Samet.

Alex, hatıralarında Türk taraftarı gibi ateşli bir taraftarı hiç görmediğini, Brezilya'daki son futbol yıllarında seyirci desteği alamamanın onu çok zorladığını anlatmıştı. Samet de bunu doğruluyor: "Sahaya çıkmadan önce ilk sorusu, 'Tribünler dolu mu?' olurdu, çünkü tribünler doluysa sahaya 11 değil, 12 kişi olarak çıkıyorsun. Taraftar en kritik anlarda sana güç veriyor." Peki Türk futbolcularını nasıl buluyordu? "Genel olarak tembel buluyordu. Çok yetenekli olduklarını, ama belli bir seviyeye geldikten sonra kendilerini yeterli bulmaya başladıklarını düşünüyordu." O sebeple Alex bir maçta Mehmet Topuz'un frikik atmasına izin vermemişti: "Ben antrenmandan sonra elli tane topa vuruyorum, sen bir kere yanıma gelmedin. Ne zaman gelip çalışırsın, o zaman vurmana izin veririm." Samet, bu olayın Alex'in hayata bakışını özetlediğini söylüyor. Türk futbolunun taktikle değil, duyguyla oynanması da Alex'e başta tuhaf gelmiş, ama daha sonra duygularla oynamanın meyvesini alınca kendisini adapte etmiş.

BİZE ULAŞIN