Bir efsanenin hayatı: Alex de Souza

Alex'le sık sık yazışıyorlarmış. Alex'in Türkçe tweetleri de son kez onun rötuşundan geçiyormuş, herhangi bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemek için. Bu kitabı da o çevirmemiş, ama onun onayından sonra yayımlanmış.

En azından ben onu Alex'in Fenerbahçe'den olaylı ayrıldığı günlerden sonra görmemiştim; "Neler yapıyorsun şimdi?" diye sordum. Tercümanlıktan çoktan mezun olduğunu, şimdilerde 16-17 kişilik ekibin çalıştığı bir dijital ve açık hava reklam ajansının ortaklığını yürüttüğünü ve aldığı eğitimlerle (Çünkü Fenerbahçe'de 8 yıl çalıştı, ama hâlâ 31 yaşında!) bir gün futbola idari görevlerde yer alacak bir yönetici olarak dönmeyi düşündüğünü anlattı. Hikâye, başladığı yerde tamamlanacak yani. Halbuki böyle başlayacağını da hiç düşünmemiş: "Futbolla ilgili bir iş yapacağımı hiç düşünmemiştim. Ufaklıktan beri bende bir Brezilya hayranlığı vardı. 1994 Dünya Kupası'nda fi nale kalan Brezilya Milli Takımı, karnaval, samba derken Brezilya içimde bir hevesti. Bir fırsat olunca değişim programıyla gittim. Alex'i de orada tesadüfen izledim. Cruzeiro-Bahia maçıydı. Maç 7-1 bitti, Alex bu maçta 5 gol atmıştı. Ondan sonra onu daha yakından takip ettim. Yanında kaldığım aileye onu sordum, 'Alex, bizim mahallenin çocuğu,' dediler."

Samet'in hikâyesinin ilginç ve belki tatlı tesadüfe, bazılarına göre de kadere bağlanabilecek yanı da bu: Hiç üzerine düşünmeden gittiği yer, sonradan tercümanı olacağı dev futbolcunun mahallesiydi, hatta bilmeden onunla aynı okulda okumuştu. Alex herkesin "Barcelona'ya ya da Real Madrid'e gider." dediği sırada, Samet'in gönülden bağlı olduğu takıma, Fenerbahçe'ye ve onun mahallesi Kadıköy'e gelmişti. Samet, yanında kaldığı Brezilyalı aileye Fenerbahçe formasını hediye etti, onlar da ona arkasında 'Alex' yazan 10 numaralı Coritiba formasını verdiler. Bu forma, onu Alex'e götüren bir yol olacaktı.

BİZE ULAŞIN