Bir efsanenin hayatı: Alex de Souza
Ama her maçta parlamasına, gol atmasına rağmen futbol hayatının bir döneminde teknik direktörün ona hitaben "12km koşmayanı sahadan alacağım," tehditlerine bile maruz kalmıştı futbolcu. Uzunca bir dönem üzerinden atmaya çalıştığı lakabı 'Alexotan'dı. Uyku ve kas gevşetici etkisiyle bilinen sakinleştirici 'Lexotan'dan yola çıkılarak konmuştu bu ad ona.
Hikâyeyi başa saralım. Aşçı bir annenin, boyacı bir babanın üç çocuğundan biri. Anne ve baba sabah erkenden evden çıkıyor, çocuğa babaannesi bakıyor. Babaanne ise hayatı boyunca kahve ve pamuk tarlalarında çalışmış. Alex'in annesi, "Biz çocukluğumuzu yaşayamadık, hemen çalışmaya başladık," diyor. "Alex doğduğunda bir beşiği bile yoktu, komşu kadının verdiği gazetenin üzerinde uyuyordu." İki oda, bir mutfak, tuvaletin bile dışarıda olduğu yoksul bir evde büyüyen Alex, Brezilya'daki tüm çocuklar gibi sürekli futbol oynuyor, babaannesi ise üstünü kirlettiği için kızıyor ona. O günleri, "Futbolcu olacağını hiç düşünmemiştim, futbolun üstünü kirletmekten başka işe yaramadığını söylerdim ona," diye anlatıyor babaannesi.
Arkadaşı için gittiği seçmelerde fark edilen Alex, parasızlıktan devam edemeyince ailesine çok dokunaklı bir söz etmiş: "Parayı verin, size onu geri ödeyeceğim anne." Bunun üzerine ailesi futbolda ilerlemesine izin vermiş. Okuldan sonra antrenmanlar, birkaç otobüs değiştirme, gece yorgun gelip sabah yine okula gitmekle geçen yorgun dönemin sonunda burs almayı başarmış; bir dönem voleybol oynamaya merak salmış, sonra futbolda ilerlemesine engel olduğu için okulu bırakmaya karar vermiş, salon futbolu oynamış derken takımı Coritiba'yla tanışmış.