Bir efsanenin hayatı: Alex de Souza

Daiane o günden sonra, Alex'i hiç yalnız bırakmadı. Her maça üzerinde 'Alex' yazan formasıyla geliyor, futbolcunun görüşmelerine bile katılıyordu. Onların ailece maç izlemesi, Alex'in küçük oğlu Felipo'nun topa vurması, kızının sahada Türk Milli Marşı'nı söylemesi Türk halkının da unutamadığı anlardan olmuştu. Belki onu sadece Fenerbahçeliler için değil, diğer camialar için de devleştiren bu 'aile' halleri ve Türkiye'yi benimsemeleriydi. "Diğer efsane Brezilyalı futbolcuların da tercümanlığını yaptın, Alex'in diğer futbolculardan farkı neydi?" soruma hep Alex konuşulduğu için diğer dev oyuncuların hakkını yemekten çekinen Samet şöyle cevap veriyor: "Diğer oyuncular da çok büyüktü, çok güzel adamlardı. Hepsinin güzel özellikleri var, ama neden Alex'i bu kadar çok konuşuyoruz? Çünkü saha içinde başarılıydı, saha dışında da güzel adamdı ve bunu iyi harmanlamıştı. İmajını, kendisini, ailesini çok iyi yansıttı. Alex bizim kültürümüze adapte olmak istedi. Türkiye'de Brezilyalı gibi değil, Türk gibi yaşadı. Dikkat edin, hangi futbolcu Türkiye'yi benimserse çok başarılı olmuştur. Biz onu o yüzden bu kadar çok sevdik; çocukları Türk okuluna gittiği, çocuğu milli marşımızı okuduğu, evde Türk yemekleri piştiği, Alex Kapadokya'ya gidip paylaşım yaptığı için onu bağrımıza bastık. 'Ben Brezilyalıyım,' deseydi onu bu kadar sevemezdik, o da bizi sevemezdi zaten. Bizi anladı, ruhumuzu, duygularımızı anladı; taraftarın o duygu geçişini çok iyi çözdü. Bu adamların benden istediği, yalnızca iyi pas atmam değil, şu kalbimi de oraya bırakmam dedi. O yüzden hep kalbiyle oynadı, gelen diğer futbolculara da bunu anlattı."

BİZE ULAŞIN