Bir gün, bir yerde,mutlaka.. Yapmanız gerekenlerin listesi

15/80

15 Bir şiir yazın.

Yıllar boyunca yazmakla ilgili yüzden fazla kitap topladım; fakat bugüne kadar birinin bile kapağını açmadım. Artık ‘yazmak’ üzerine düşünmüyorum, sizin de düşünmenize gerek yok. Sadece önünüze bir kalem ya da bir klavye çekin ve yazmaya başlayın. Bir şiir. Hiçbir zaman paraşütle atlamaya ya da avcılığa merak duymadım, şiir en önemli meraklarımdan biriydi. Eğer siz de şiirle ya da yazmakla ilgili aynı şeyi hissediyorsanız buna gerçekten sevinirim. Neredeyse hepimiz aşk şiirleriyle büyüdük, sözcüklerin sesi, ritmi ve uyumu bizi büyüledi. Bir yerlerde birileri için sözcüklerin büyüsünü keşfetmek en iyi eylemlerden biri oldu. Yazmıyorsanız belki de okuyorsunuzdur ve bu da en az diğeri kadar kutsal bir eylemdir. Fakat şiir farklı. Hiç kimse para kazanmak için şair olmaz. Kalbiniz, ruhunuz ve sesiniz boş beyaz sayfadadır. Şiir için tüm gereken de budur. Sizi şiirin dünyasına ulaştıracak kelimeleri bulmak istiyor olabilirsiniz. Aramayın, sadece dinleyin. Duygularınızı ve zihninizin gözlerinden gördüklerinizi izleyin. Sevebileceğiniz birini bulun, birini sevin. Neden şiiri öfke ya da korkuyu anlatmak için harcayalım, o düzyazının işi. Asla çocuğum hakkında şiir yazmadım. 1993’te karıma âşık olduğumda birkaç şiir yazmıştım. Şimdi şiirimiz, birlikte paylaştığımız ev. Ciddiyim ya da olmaya çalışıyorum ve dürüstçe şiir yazmanın sanatların en zoru olduğuna inanıyorum. Dans, ses, renk, resim bile şiir kadar zor değildir. Bu beni hep çok korkutur. Sayfada tek enstrümanınız, sözcüklerdir. Şair Walt Whitman’ı ana rahminde okudum, Yeats’i iki yaşındayken. Burada en önemli nokta, âşık olunacak birini bulmak (Bu kişi bir parçanız olmalı ve masanızın üzerinde yer alan, çerçeve içindeki fotoğrafı milyonlara yaymamalı.).Yazmak, doğuştan bir yetenek ve hassas insanların işi. O kişiyi bulduğunuzda ona şiirler yazmayı deneyin (Elbette önce iyi örnekleri okuyun.).

Trenyolunun üzerinde küçük p.çe anlattım

Strasburg’un buhar makinesini,

Belki iki yaşındaydı

Arabada yalnızlık, küçük bir aile

Meme emiyordu

Bir boks topu gibi görünüyordu

Ve soğuk bir günde güneş

Camların ardını aydınlatırken

O parlıyordu

Annesi de.

Memeleri daha çok.

 

Mutluluk diledim. Özellikle o çocuk için.

Başında bir ışık haresi olan çocuğa.

Şimdi boğazımda bir yumru, o bahsettiğim

Güneş ve parlattıkları.

Ve kesin olan tek şey,

Mutluluğun az bulunduğu.

 

Ona anlattım yeniden:

Göklere çıkma, çok küçüksün.

Oğlum, çıkma göklere

Çok küçüksün.

SCOTT RAAB

BİZE ULAŞIN