Daha hızlı güçlenin daha yavaş yaşlanın

GİRİŞ : Vücudunuzu nasıl kullanmalısınız?

Ben bir doktorum. Bu nedenle, vücudumuzun 20’li yaşlardan itibaren nasıl bir yola girdiğini iyi bilirim. Vücudunuz, 20’lerindeyken yeni bir otomobile benzer. Eğer biraz merdiven çıkarsanız ve her gün bir şişe içkiyi devirmezseniz; bu otomobil, yıllar sonra hâlâ kullanılabilir bir hâlde olabilir. Ancak onu kötü kullanırsanız, otomobilinizin bir hurdaya dönüşmesi kaçınılmazdır. Aslında 20’li yaşlar, sağlıklı bir 70’ler için çalışmalara başlamanız gereken yaşlardır. Çünkü 70’inize geldiğinizde, birden sigara içmeyi bıraksanız ve hatta spora başlasanız dahi; tüm yaşamınız boyunca sağlıklı bir hayat sürmediyseniz, bunların hiçbir anlamı yok demektir. Sonrasında, 30’lu ve 40’lı yaşlara gelirsiniz. Bazı şeyler değişmeye başlar. Mesela vücudunuzdaki testosteron oranı yavaş yavaş düşer. Buna karşılık ise, kolesterolünüz yükselmeye başlar. Bunca zaman, yedikleriniz, size kilo olarak geri dönmüyordu; değil mi? Oysa bu yaşlarda, metabolizmanız yavaşlamaya başlar ve çok yemeseniz dahi kilo alırsınız. Yaş ilerledikçe, işin içine bir de genetik girer. Belki de büyük büyükbabanız, kolon kanserinden vefat etmişti... Bu durumda, eğer kolonoskopi yaptırmak için 50 yaşına kadar beklerseniz; sonradan pişman olabilirsiniz. Unutmayın; bir şeyi bozmadan kullanmaya çalışmak, onu, bozulduktan sonra tamir etmekten daha kolaydır. Benim felsefem, problemleri oluşmadan önlemek... Sonraki sayfalarda bunun yollarını paylaşıyor olacağım.

20’LER

İYİ HİSSEDECEKSİNİZ. SADECE,KENDİNİZİ ÇOK FAZLA YORMAYIN.

AKIL SAĞLIĞI

20’li yaşlarımızda, ilk kez, gerçekten stres nedir hissederiz. Çünkü artık kendi ayaklarımızın üzerinde durmak, çeşitli sorumluluklar almak zorundayızdır. Ve bu da, insanın sinirlerinin zaman zaman gerilmesine neden olabilir. Ödenmesi gereken faturalar ya da evlilik gibi sorumluluklarımız vardır. Her şeyin okuldaki gibi güllük gülistanlık olacağını düşünürken, iş hayatına atılırız ve hiçbir şeyin, o zamanki gibi kolay olmadığını anlarız. Bu noktada, New York Presbbyterian Hastanesi Osteopati Uzmanı Dr. George Kessler, stresin vücudumuzdaki etkilerini azaltmayı öğrenmemiz gerektiğini söylüyor. “Beş yaşındayken dahi günde 10 dakika meditasyon yapmak; hatta yalnızca omuzlarınızı aşağı indirip derin nefes almak bile, sizi çok rahatlatır. Stres; kolesterolü arttıran, şeker hastalığı riskini yükselten ve daha fazla yağ depolamanıza neden olan bir etkendir. Bu nedenle, onunla nasıl başa çıkacağınızı bilmek, yararınızadır.

BEYİN

Beyin, gri ve beyaz hücrelerden oluşur. Ve 20’lerinizde,her ikisi de olgunluğa ulaşır. Bu, elbette beynin işlevi açısından iki katı hıza ulaştığınız anlamına gelmez. Fakat bilmelisiniz ki; hayatınız boyunca kafanız asla bu kadar hızlı çalışmayacak, karar verme ve duyguları yönetme konusunda da hiç bu kadar iyi bir noktada olmayacaksınız. Güney Kaliforniya Yaşlılık Bilimi Enstitüsü doktoru Christian Pike, vücudunuzun 20’li yaşlarda, testosteron üretiminde kişisel kayıt tutmaya başladığını söylüyor: “Testosteron, beynin iki farklı bölümüne yardımcı olur; esneklik ve dayanıklılık. Esneklik, beynin kendisini ayarlama ve geliştirme kabiliyetidir. Dayanıklılık ise, beyninizin gücünü ortaya koyar. Bu anlamda, testosteron önemlidir. Yalnız kötü bir haberim var; bazı idrak etme yetenekleri, zirveye çıktıktan kısa süre sonra, 20’li yaşların sonuna doğru düşüşe geçiyor. Fakat iyi haber; bunu, en azından 20 yıl geçmeden fark etmiyorsunuz.”

NE YAPMALI?

Bol bol egzersiz yapmalısınız. New York Üniversitesi Medikal Merkezi direktörü Dr. James Galvin; koşma, bisiklete binme ya da ağırlık kaldırma gibi egzersizleri öneriyor. Bu egzersizlerin, açık bir zihin; dolayısıyla da güçlü bir algılama üzerinde pek çok olumlu etkisi var. Bunun dışında, yediklerinize de dikkat etmelisiniz. Dr. Galvin’e göre, kalp sağlığı için sağlıklı yiyecekler tüketmek, beyin sağlığı için de aynı etkidedir. Taze meyve ve sebzeler, tam tahıl ve yağsız et, biraz kırmızı şarap...

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

Bağışıklık sisteminiz, ergenlik dönemine girdiğinizde, tam olarak şekillenir ve o dönemden sonra, bağışıklık sisteminizin özelliklerini değiştirme şansınız yoktur.

NE YAPMALI?

Lazer&Kozmetik Merkezi direktörü Dr. Andrew Saxon’a göre; birlikte olduğunuz herkesi, HIV pozitifmiş gibi düşünmeli ve buna göre hareket etmelisiniz. Saxon, konuyla ilgili şöyle diyor: “Düşünmeniz gereken tek şey, güvenli seks ve güvenli ilişki... Mesela öpüşmeden önce, asla dişlerinizi fırçalamamalısınız. Çünkü dişlerinizi fırçaladığınızda, diş etleriniz kanayabilir ve eğer sizde bir virüs varsa; öpüşme yoluyla virüs, partnerinize bulaşabilir. Bu nedenle, öpüşme öncesi, yalnızca ağzınızı çalkalamakla yetinmelisiniz. Eğer genel olarak ellerinizi yıkıyor ve prezervatif kullanıyorsanız, muhtemelen başınıza kötü bir şey gelmeyecektir. Yalnızca, bağışıklık sisteminizi güçlendiriyormuş gibi görünen şeyleri satın almamaya çalışın.”

KOLON

Kolonoskopi yaptırmak zorunda olmadan ya da kolon nedir bilmeden, bir 25 yıl yaşadınız. Eğer ailenizde kolon kanseri geçmişi olan varsa; hemen bir kontrole gidin. Ve bu kontrolleri, birkaç yılda bir tekrarlayın. CİLT 20’ler, cildiniz için altın çağıdır. Kıymetini bilin. N E YA P M A L I? Melanom; yani cilt kanseri, erken sahalarda teşhis edildiği zaman tedavi edilebilir. Fakat siz yine de, böyle bir durumu engellemek için, daima güneş kremi kullanın. Kullanacağınız güneş kreminin ise, mutlaka en az 30 faktör olmasına dikkat edin. 30, 50 ya da 75 faktör arasında bir fark yoktur; siz, yalnızca yüzünüze bir shot bardağı kadar krem sürün yeter.

KAS VE İSKELET SİSTEMİ

Kemikler, kaslar, bağlar, eklemler ve kıkırdaklar, sizin kas ve iskelet sisteminizi oluşturur. Bu sistem, daima gelişen ve aktif kalmaya ihtiyacı olan bir sistemdir. 20’li yaşlarınızda, egzersiz yaparak, ilerisi için daha güçlü kemiklere kavuşabilirsiniz. Eğer bunu 20’lerinizde başaramazsanız, 40’larınızda çok zorlanırsınız.

NE YAPMALI?

Bol bol omuz egzersizi yapın. Egzersizlerinizi çeşitlendirin. Farklı egzersizler, vücudunuzun farklı bölgelerini geliştirir. Örneğin, haftanın bir günü esnekliğinizin artması için pilates yaparken; diğer gün, vücudun üst kısmını da çalıştırmak için bisiklete binin ya da kardiyo yapın.


30’LAR

SAĞLIĞINIZL A İLGİLİ BAZI ŞEYLERİ ŞİMDİ İHMAL ETMEK , İLERİDE DAHA BÜYÜK SORUNLARA NEDEN OLABİLİR

Dr. Harry Fish’e göre; testosteron seviyeniz 30 yaşından sonra her yıl, %1 oranında azalmaya başlar. Bu nedenle, organlarınızın düzgün bir şekilde çalışmasına yardım etmek için, aşağıdaki iki yolu tercih edebilirsiniz.

>Testosteron seviyenizi kontrol ettirin. Bu, basit bir kan testi ile belirlenir.

>Belinizi ölçün. Bel ölçünüz, boyunuzun yarısı kadar olmalıdır. Eğer bel ölçünüz, olması gerektiğinden fazlaysa; o hâlde, düşük testosteron seviyesine sahip olabilirsiniz. Unutmayın; düşük testosteron seviyesi, cinsel hayatınızı da olumsuz yönde etkiler ve cinsel açıdan düşük performansa neden olabilir.

> L’Arginine’i daha önce duymamış olabilirsiniz. L’arginine, insan vücudunda çok önemli rollere sahip olan bir amino asit türüdür ve vücutta, kan akışını hızlandırır. Dr. Harry Fish, bu amino asitin bol bulunduğu yiyecekleri yemenizi öğütlüyor; somon, kırmızı et, ceviz ve yulaf gibi...

> Güneşten korunmaya ve sigara içmemeye devam edin.

>Bir dermatoloğa giderek, cildinize baktırın. Eğer yüzünüzde, size tuhaf görünen bir ben ya da daha önce fark etmediğiniz bir leke oluştuysa, doktorunuz sizden biyopsi isteyebilir.

> Doktorunuzdan D vitamini seviyenizi kontrol etmesini isteyin. D vitaminini, güneşten ve yediklerinizden alırsınız. Eğer vücudunuzda D vitamini eksikliği varsa, takviye isteyin. BEYİN Ne yazık ki, gri ve beyaz bölgeler, artık yavaş yavaş daralmaya başlıyor. Diğer bir deyişle, beyniniz her yıl yoğunluğundan 0,2 oranında hacim kaybediyor. Bu da, beynin işleme hızını yavaşlatıyor. Ancak telaş yapmayın, oluşan bu farkı henüz anlayamazsınız.

NE YAPMALI?

>Artık egzersiz ve beslenme daha da önemli bir hâl alır. 20’lerinizde, bunun önemli olduğunu söylemiştik; fakat şimdi, çok daha önemli olduğunu bilmelisiniz.

> Saçlarınız dökülmeye mi başladı? Bu durum, genellikle, genetiğinize bağlı olarak oluşur. Bu nedenle, rahatlayın, sağlıklı bir hayat sürmeye çalışın ve işleri akışına bırakın. Fakat yine de, jöle, köpük gibi sık kullanıldığı takdirde saçınız için zararlı olan ürünlerden uzak durmaya çalışın.

> Herkesin saçı vardır; hatta kellerin bile... Hayır, şaka yapmıyoruz. Yalnızca onların saçları, görülmeyen tüylerden ibarettir. Ve eğer başınızda, bu tür tüylerden çıkmaya başladıysa; kelleşme de başlamış demektir. İşin daha kötü bir hâle gelmemesi için, aşağıdaki iki yoldan birine başvurabilirsiniz.

> İlk etapta, en iyi tedavi yöntemi, eczanelerde de satılan ve saç dökülmelerinde etkili olan ilaç türlerine yönelmenizdir. Bu anlamda, tercih edebileceğiniz ürünlerden biri Ducray’in “Anaphase” adlı ürünü olabilir. Yine de bu tarz ürünlerin, libidoyu düşürmek gibi yan etkileri konusunda dikkatli olmalı ve doktorunuza danışmadan, kullanacağınız ürüne karar vermemelisiniz.

>Ayrıca, lazer tedavisini de deneyebilirsiniz.

BİZE ULAŞIN