Derin ve içten: Kerem Bürsin

10/16

ABD'den çok Türkiye macerasının nasıl başladığıyla ilgileniyorum… Hayatı boyunca her yaz tatilinde anneannesinin yazlığına gelse de işler güçler derken Kerem bir dört yıl Türkiye'ye gelememiş. Son gelişinin üzerinden geçen dört yılın ardından baba topraklarına dönmesi, kuzeninin düğünü vesilesiyle olmuş. Bu son gelişinde İstanbul'dan çok etkilenmiş, en çok da 'evde' olduğunu hissetmiş: "İnsanlara Kerem nasıl telaffuz edilir diye beş bin kez anlatmak zorunda kalmamak çok güzel bir histi. 'Kreyymm, Kıriyymm ve Keriyym' den sonra bir defasında 'Kerem'i duymak çok hoşuma gitmişti. Bir deneme çekimi hikâyesi anlatmak istiyorum… Bir ajansa kayıtlıydım. Bir gün beni arayıp 'Afgan Çiftçinin Oğlu' adlı bir film olduğunu söyledi. Rolü sordum hemen, adı Mohad olan bir rolden bahsetti. Tamam; adım Kerem ama tip olarak Afganistanlı bir adamla alakam yoktu. Bana tipimim önemli olmadığını söyleyip beni deneme görüşmesine yolladı ısrarla. Bir yandan da beni kapıdan kapıdan almayacaklarından adım gibi eminim. Neyse gittim görüşmeye… Türkiye'ye yeni gelmiş, İngilizce'den bihaber biriymişim gibi davrandım; nasıl olsa rolü alamayacaktım. Tabii ki olumsuz yönde bana teşekkür ettiler ve bunun üzerine ben de onlara İngilizce olarak düzgün bir aksanla teşekkür ettim. Şaşırıp kaldılar; bunun üzerine, nasıl olsa rolü alamayacağımı ama en azından akıllarında bu şekilde kalabileceğimi söyledim."

BİZE ULAŞIN