Derin ve içten: Kerem Bürsin

12/16

Türkiye'ye kesin dönüş yapma kararına geri dönersek; acı bir hayat deneyimi buna sebep olmuş. En yakın arkadaşını bir trafi k kazasında kaybetmesi, hayatı daha genç yaşta sorgulamasını sağlamış: "O kazadan sonra kendimi ve hayatımı bir kez daha sorgulamaya başladım. Kaybettiğim arkadaşımla daha dün konuşuyorduk ve bugün yok, bu olay yarın öbür gün benim başıma da gelebilir. Aslında ne kadar değerli olduğumuzu düşündüm. Evet, oyuncu olmak istiyordum, sevdiğim işleri yapıyordum ama hayatım da bir şekilde hızlıca elimden kayıp gidiyordu. Hızlıca Türkiye'ye gelme kararı aldım. Türkiye'ye gelip üç gün sonra Burdur'da askere gittim." Bedelli askerlik yaptığı için askerlikte çok fazla bir şey yapamadığını ancak çok güzel dostlar edindiğini anlatıyor. Askerlik bitiminde oyunculuk yapıp yapmama konusunda kararsız kaldığını belirtiyor. İstanbul'daki evlerinde yalnız yaşamış, o dönem. Gecenin bir yarısı sokağa çıkıp şehri yaşadığını, kendi kendini dinlediğini anlatıyor…

O günlerini hiç unutamıyor zaten: "Evet, Los Angeles'ta sanatın dibine vuruyorsunuz ama etrafınız kocaman bir hiç ile çevrili. Her şey yapay! Ama İstanbul gibi bir yere gelince dopdolu bir depo ile karşılaşıyorsunuz. Şehrin insanından binalarına kadar her şeyde bir yaşanmışlık var." ABD'deyken başta Galatasaray olmak üzere Türkiye ve İstanbul ile yakından ilgili olduğunu ve takip ettiğini de belirtiyor: "Bir şeyi okumakla onu hayal etmekle onu gerçekten yaşayıp hissetmek bambaşka şeyler."

"Los Angeles'ta sanatın dibine vuruyorsunuz ama etrafınız kocaman bir hiç ile çevrili. Her şey yapay! Ama İstanbul gibi bir yere gelince dopdolu bir depo ile karşılaşıyorsunuz."

BİZE ULAŞIN