Ezberçelenler: Geçen yüzyılda bildiklerimizi yerle bir eden isimler
'Şehir Işıkları'nın son sahnesini yüzlerce kez çekecek kadar takıntılıdır. Eşleri onun işi dışında hiçbir şey düşünmemesinden çok şikâyetçidir; ama o sinema için doğmuştur, sinemayı öyle sevmektedir ki başka bir seçeneği yoktur.
Yaşlılığında hayatına paralel biçimde bir komedyenin yaşlılık krizini ele alırken bize sinemayı hayatından ayırmadığını gösterir. Şarlo tipini yaratan da kendisidir. Böyle bir tiple sessiz komedinin standartlarını oluşturmak ezberleri bozmaktır, evet, ama Chaplin'in sesli filmlerini nasıl göz ardı edeceğiz? Onun bozduğu ezber, bugün 'klişe' bildiğimiz her sahneyi ilk kez yapmış olmaktır. Bu sebeple Yeşilçam'dan Hollywood'a bütün komedi fi lmlerini bu gözle izleyince Chaplin'in bir yerlerden göz kırptığını da görürüz.
Tüm zamanların en dönüştürücü sanatı olan edebiyat, geçen yüzyılda düşünce dünyamızı değiştiren birçok kitap verdi bize. Ama herhalde en aklımızı karıştıranı, Ulysses'ti.
James Joyce okurları hiç düşünmeden "Başka dillere çevrilemez." denen ve anlamak için uzun uğraşlar gerektiren kitaplar kaleme almıştı. Bu, çokkatmanlı kitaplarıyla ise 20. yüzyılın Kafka, Proust, Baudelaire gibi çığır açan yazarlarının yanına girmeyi fazlasıyla hak etmişti. James Joyce'un birçok büyük yazardan farkı ise Hıristiyanlık kültlerine ilişkin parodileri, kelime oyunları, edebiyata getirdiği yeni teknikler ve 'ne anlatmak istediğini' açıklayan sayısız yeni araştırmaya konu olmasıyla 20. yüzyılın kesinlikle en ezberbozan yazarı olmasıydı. Yazarın başyapıtlarından Ulysses, yazıldığı dönemde müstehcen ve zararlı bulunduğu için İngiliz ve ABD mahkemeleri tarafından yasaklandı ve toplatıldı. Bilinçakışı tekniğini edebiyata kazandıran kitap, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ı gibi birçok kitaba ilham oldu. "Çevrilemez." denen Ulysses, hele hele Finnegans Wake, Türkçeye ikişer çeviriyle kazandırıldığında büyük olay oldu, okurların anlayabilmesi için çevirmenlerden biri kitaba ilişkin bir sözlük bile yayımladı.
Einstein'ın otopsisine giren Dr. Thomas Harvey, merakına karşı koyamayıp Einstein'ın beynini çaldı. Üzerinde birçok araştırma yapılan beyin, yıllarca doktorun evinde kaldıktan sonra hastaneye dönebildi.