Ezberçelenler: Geçen yüzyılda bildiklerimizi yerle bir eden isimler
Freud, yaşarken 20'den fazla kitap, 300 makale yazdı. Kişisel hayatının çalışmalarının önüne geçmemesi için, 20 bin mektubunun yarısını yaktı. (Hakkında bildiklerimizi ise arkadaşı Ernest Jones'un üç ciltlik eserinden öğreniyoruz.) Elbette diğer ezberbozanlar gibi o da ezberbozan olmanın cefasını çekti: Bütün sert eleştirileri bir yana bırakın; Naziler, kitaplarını halkın önünde yakmıştı.
Sigmund Freud, ezberbozan olmanın çilelerini yaşasa da ona gelen tepkilere hiç aldırmadan yoluna devam etti. Bugün psikanaliz, hatta psikolojiyle hiç ilgisi olmayan birisi bile olağandışı durumlarda konuşmalarında onun ismini anmadan geçmeyecektir. "Freud gibi çocukluğuna inmemiz lazım," sözü, "Freudyen bir bakışla…" konuşmalara giriş cümlesi, ölümünün üzerinden yüz yıla yakın geçmesine rağmen dünyadaki psikolojiye ilişkin yazılan pek çok yazıda, yapılan pek çok konuşmada, yaşanan pek çok olayda geçiyor. Bilinçdışımızla ilgili her durumda da –korkuyla karışık– anıyoruz onu.
72. yaş gününde UPI fotoğrafçısı Arthur Sasse'ye dilini çıkararak poz veren bilim insanı, tarihe bu pozuyla kazınmış, bütün çizgi fi lmlerde bilim insanlarının ve dâhilerin prototipi olarak kullanılmaya başlamıştı. Kime aklına gelen ilk dâhiyi söylemesini istesek onun adını verecektir: Albert Einstein. Einstein, geçen yüzyılın en büyük fi zikçisiydi, ama yaptığı çalışmalar yüzyılları aşıp geçecek büyüklükteydi; bu sebeple 'tarihin en büyük fi zikçisi' sayılması boşuna değildir.
1921'de fotoelektrik etki üzerine araştırmalarıyla Nobel Ödülü'nü alan Einstein, nükleer enerji ve kuantum mekaniği üzerine çığır açan açıklamalar getirmişti. Zamanın izafi liğini ortaya koyarak zamanın her yerde aynı olduğu düşüncesini yıktı, enerjiyle kütle arasında bağ kuran ilk kişi oldu, yıldızların nasıl enerji oluşturduğunu buldu. Böylece uzay araştırmalarının da gelişmesini sağladı.
Einstein, yaşarken bütün kuramları birleştiren bir birleşik alan kuramı kurmak istemişti, ancak başarılı olamadı. Şimdi bu çalışma, 'Her Şeyin Teorisi' adıyla Stephen Hawking tarafından yeniden ele alınıyor.
Einstein'ın tarihin en büyük ezberbozanlarından biri olduğunu ölümünden sonra yaşananlar bile kanıtlar, ki yaşananların meali şudur: Ölüm bile bizi bir ezberbozanın bizden farkını delice merak etmekten alıkoyamaz: Doktoru, otopsi sırasında bu büyük dâhiyi inceleme merakına karşı koyamamış ve beynini çalıp evine götürmüştü. Yıllarca o evde kalan, sayısız araştırmaya konu olan beyin, sonunda ait olduğu hastaneye döndü; ama beyinle ilgili spekülasyonlar bugün bile devam ediyor.
Sigmund Freud