İnsan makine
İsviçre'nin kuzeybatısında yer alan La Chaux-de-Fonds adlı kasabadayım. An itibariyle bulunduğum, temiz ve şık bir odada küçücük yakutları seyre dalıyorum. Bununla birlikte, kolektif olarak çalışan ustaların minyatür mücevherleri/ taşları kışkırtıcı bir şekilde etrafa yaydıklarına tanık olmam heyecanımı artırıyor. Sonrasında o taşlar, Breitling'in mekanik saatlerine monte ediliyor. Hoş bir görüntü; inkâr edemem. Monte işlemine küçük bir robotik kol da eşlik ediyor ki taşları bir araya getirmek ve âdeta damlatma usulüyle onları saatin içine yerleştirmek 'robotun' görevi sanki. Elbette, tanık olduğum bu işlem defalarca tekrar ediliyor ve işlem yenileniyor. Büyüleyici bir süreç, emin olun.
"Parçaları elle bir araya getirmekten büyük haz alıyoruz ve genelde de işler böyle yürüyor zaten," diye fısıldıyor, Breitling'in Başkan Yardımcısı Jean- Paul Girardin. Breitling Chronométrie'de bana eşlik eden ve fabrikayı karış karış gezdiren Girardin, fısıldayarak konuşmaya devam ediyor: "Teknolojiden, diğerlerine oranla daha fazla zaman almayan ama bir o kadar da yorucu olan süreçleri hızlandırmak adına yararlanıyoruz ve de yararlanacağız." Kastettiği, taşları yerleştirme süreci aslında. Onu gayet iyi anlayabiliyorum. İsviçre'de, bu bezdirici ve devamlı tekrarlanan işlemi elle yapanlar var elbet; ancak bu sanki gereksiz bir masraf kalemi oluşturuyor.
Şu an burada, saat işçiliğinin merkezlerinden birinde; 132 yıllık bir markanın çatısı altında, insanlar ile makinelerin nasıl uyum içinde çalıştıklarına ve lüks saat üretiminin geleneksellikle çağdaşlığı tek bir potada nasıl eritmesi gerektiğine tanık oluyorum. İnsan gözü ve makine hassasiyeti, mekanik saatçiliğe yeni yeni anlamlar katıyor. Ve ben, tam da bunu net bir şekilde gözlemleyebileceğim bir mekândayım!
Breitling, bu tesisi 2002 yılında, sektördeki küçük ekonomik krizin hemen ardından inşa etti. Aslında hikâye, markanın İsviçre'nin büyük saat gruplarından Swatch çatısı altına faaliyet göstermesinden sonra başlıyor ki Breitling 2009 yılında lanse ettiği Caliber B01 adlı mekanizmasını geliştirmek için o dönemde kendi yeni fabrikasını kurmaya karar veriyor. Yeni mekanizma, aynı zamanda Chronomat, Navitimer Montbrillant' ve Transocean Chronograph modellerinin doğmasını sağlıyor. Yeni fabrikada geliştirilen B01, Breitling'in gıpta ile bakılan üretici statüsünü sağlamlaştırıyor. Bu noktada öne çıkan diğer şeyler ise markanın tamamen in-house üretime geçmesi ve son dönemdeki yedi modelin bu şekilde üretilmesi.
Breitling'in Genchen Genel Merkezi'yle birlikte dünya çapındaki butiklerinin de mimari olan Alain Porta, yeni fabrika Chronométrie'yi klasik bir saat fabrikası olarak görmüyor. Zira binada, geniş koridorlara, büyük pencerelere yer verilmiş; ahşap detaylara maruz bırakılarak teknolojik bir vaha görünümü elde etmesi amaçlanmış. Klasik anlamda modern bir bina değil anlayacağınız, 'Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı' fi lmini hatırlatan avangart bir tarzı var bu yerleşkenin. Bu arada, içeride havacılığa vurgu yapan detayları görmek beni şaşırtmıyor. Meditatif ögeler de yok değil. Alan-doğa ilişkisinin benimsendiği noktalarda yakalanan 'sakinlik', bu meditatifl iği destekliyor. Markanın kurucusu Léon Brietling'in balmumundan büstü ve Mao dönemine ait Çinli bir askerin uzun heykeli ise giriş kapısında, bir nevi muhafızlık rolü üstleniyor. Şu anki CEO Teddy Schneider'in bu heykelin yapımındaki rolü büyük, çünkü söylediğine göre bir Çin seyahatinde karşılaştığı yekpare bir Çinli köylü anıtının Breitling'in özenli ve 'özverili' çalışma prensipleriyle örtüştüğünü düşünmüş ve heykeltıraşın bu minvalde bir iş ortaya çıkarması konusunda bayağı bir 'ısrarcı olmuş!'
Bu konuda, Başkan Yardımcısı Girardin'in de ekleyeceği bazı detaylar var: "Bizi gülümseten şeylerden biri de bu heykel. Koca fabrikada yegâne Çin vurgusu yapan şey bu. Fabrikamız, markamız hakkında pek çok ipucunu içinde barındırıyor. Bu algıyı hissettirebilmek ve ipuçlarını ortaya çıkarmak konusunda ciddi bir mesai harcadık. Bir kere çok estetik bir yapıdan bahsediyoruz. Bunun yanında, fabrikanın bir karakteri var. Tıpkı, saatlerimiz gibi."