Karıştırmaktan çekinmeyen gizemli bir tür K-POP
İnternet sayesinde bilinirliği ve takip edilebilirliği artan K-POP temsilcilerinin dünya üzerinde büyük bir hayran kitlesi tarafından yakından izlendiğini de belirtmek gerek. Çoğunlukla Kore dizileri aracılığıyla haberdar oldukları bu müzik türü için fan grupları, yepyeni söylemler (Evet, bir nevi küçük çaplı bir dil!) bile geliştirmişler ve katıldıkları her farklı grubun konseri için farklı 'lightstick'ler alıyorlar.
Dünya genelinde milyonlarca hayrana sahip olan K-POP'ın sadece Türkiye'de bile 150 bin takipçisi bulunuyor. Yaratılan bu mükemmel dünyanın pek çok insanın, özellikle de ergenlik çağındaki gençlerin, ilgisini çekmesinin oldukça doğal ve basit olduğunu düşünüyoruz. Zaten bugüne kadar konserlere katılan kitle de bunu kanıtlıyor.
KAPALI KAPILAR ARDINDAKİ K-POP
K-POP şarkılarını dinlediğimizde, video kliplerini ya da konser görüntülerini izlediğimizde ne kadar mutlu ne kadar hareketli insanlar görüyoruz, değil mi? Fakat ortada göz arı edilemeyecek çok farklı bir gerçek var: K-POP'ın görünen yüzü ne kadar renkli ve cafcaflıysa görünmeyen yüzü de bir o kadar karanlık.
Endüstrileşen müzik
2012 yılında PSY'ın 'Gangnam Style'la yaptığı çıkışın ardından adeta yeniden doğan bu müzik türü konser biletleri ve 'light stick'lerden kazanılan rakamlar, çevrimiçi izlenmenin getirisi ve satışların miktarını göz önünde bulunduran birçok müzik şirketinin bu müzik türüne yatırım yapmasına neden oldu. Evet, 'yatırım' diyoruz çünkü müzik bu şirketlerin gözünde daha çok 'para kazandıran bir nesne' halini aldı.
Üç büyükler olarak adlandırılan SM Entertainment, YG Entertainment ve JYP Entertainment bu şirketlerden yalnızca birkaçı. Güney Kore hükümetinin K-Pop'u sadece bir müzik türü olarak değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel bir öğe olarak ele alması da Eğlence ve Kültür Bakanlığı'na büyük yatırımların yapmasının önünü açtı. Çalıştıkları sanatçıların bir bakıma menajerliğini üstelenen bu şirketler, K-POP temsilcisi idollerin müzik, şan ve dans eğitimlerinin, finansal durumlarının, hayran kitleleri ve çevresiyle olan ilişkilerinin, mesleki stratejilerinin ve sosyal medya hesaplarını yönetiminde rol alıyor.
Bu noktada 'idol fabrikaları' olarak adlandırılan bu şirketlerin çalışmaları ileride başarı vadeden genç yeteneklerin seçimiyle başlıyor.