Kendi hikayesinin kahramanı
Çağlar'ın hikâyesi İzmir, Karşıyaka'da başlamış. Annesi ortodontist; babası ise emekli bir jeoloji mühendisi. Ablası, özel bir bankada çalışıyor. Rahat ve güzel bir çocukluk geçirmiş. Katı olmasa da disiplinli bir çocuk olarak yetiştirilmiş (Annesi de babası da asker çocuğu.). Okul çıkışlarında annesinin çalıştığı devlet hastanesine gitmesi, onu dışarıdaki gerçek dünyaya hazırlamış. Hayatın herkes için kolay olmadığını çocuk yaşlarda anlamaya başlamış. Önce Bornova Anadolu Lisesi'nde, sonra da Koç Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nde okumuş. Devlet okulundan sonra gittiği özel üniversitenin koşulları ise ondaki ilk kültür şoklarından biri olmuş. Peki, onlu yaşların sonunda, bir başına geldiği koca İstanbul, onu korkutmuş mu? "Öncesinde İstanbul'a sadece gezmeye gelmiştim. Bu kadar büyük ve kaotik olması beni korkutmuştu. Hâlâ da sevmiyorum. Alışamadım. Neredeyse 12 yıldır İstanbul'dayım ve her karışını biliyorum ama buradaki tarza alıştığımı söyleyemeyeceğim. Yarın öbür gün zaman elverirse temelli İzmir'de yaşamak istiyorum."