Özellikle VIP taşımacılıkta kullanılan bu iki rakip, benzer amaçlar için üretilseler de farklılıklarıyla ayrışıyorlar. Volkswagen’in Caravelle’i çok dikkat çekici bir tasarıma sahip ve bu onu sınıfında en iddialı tasarıma sahip 8+1’ler arasına sokuyor. Nitekim, bu tip araçlarda iç mekanın konfor ve kalitesi tercih sebeplerini oluşturuyor. Özellikle VIP taşımacılığın yaygınlaşması ve bu alandaki lüks ihtiyacıyla birlikte Volkswagen Caravelle’in bu konuda başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Şık üç kollu direksiyon simidi ve orta konsolla birlikte ergonomik bir taşıyıcıdan bahsediyoruz. Aracın arka bölümüne geçtiğimizde bizi mütevazı ama konforlu bir alan karşılıyor. Ferah arka bölümde bulunan camlarda güneşliklere yer verilmiş. Ayrıca aracın bagaj kapasitesini arttırmak istediğiniz tüm koltukları yerinden sökebiliyorsunuz. En arkada bulunan üçlü koltuk ise tamamen yatırılabiliyor. Bu sayede 3,7 m3’ye yakın geniş bir yükleme alanı sağlanabiliyor. Fakat Caravelle’in oturma düzeni Mercedes-Benz’in karşılıklı oturma düzenini sevenlere göre klasik olarak tanımlanabilir. Volkswagen Caravelle’in kaputunun altında ise 2.0 litrelik 140 HP güç üreten bir ünite bulunuyor. Bu motor 1750-2500 d/d/ aralığında 340 Nm tork üretebiliyor. Bu da araç yüklü dahi olsa Caravelle’i çekişten düşürmüyor. Volkswagen grubundan tanıdığımız 7 kademeli DSG şanzımanın kullanıldığı Carvelle, daha keyifli ve kullanımı rahat bir araç. Alman markanın prestijli hafif ticarisi Vito ise Caravelle’ye göre daha küçük boyutlara sahip olmasına rağmen, 8+1’lik oturma düzenine sahip. Dış tasarımda Mercedes-Benz’in alışıla gelmiş şık tasarımı dikkat çekerken, iç mekân markanın güncel modellerine göre sade tasarlanmış. İki bölüm halinde bahsedilebilecek kabinin ön bölümü, çok şık ve yenilikçi gözükmese de işlevsel. Orta konsol da sadelikten nasibini alıyor. Yani teknolojiyi ve yenilikçi iç mekanları sevenler, Vito’nun iç mekanından etkilenmeyebilir. Böyle bir araçtan en çok beklenen özelliklerden biri olan saklama gözleri ve bardaklıklara da Vito’da bolca yer verilmiş. Ayrıca 11 litrelik torpido gözü içerisine bir kadın çantasını sığdıracak büyüklüğe sahip. Arka bölümde birbirine bakan karşılıklı iki üçlü koltuk bulunuyor. Ön bölümde ise yolcu koltuğu haricinde iki kişilik bir koltuğa yer verilmiş. Arkada bulunan koltuklar yine istenildiğinde çıkarılabiliyor. Vito’nun sürgülü kapıları ise 90 derece açılabiliyor. Aracın kaputunun altında yer alan 2143 cc’lik 90 HP ve 250 Nm tork değerine sahip dizel ünite, 6 ileri EcoGear manuel şanzımanla kombine edilmiş. Bir araya getirdiğimiz iki lüks ticari de benzer beklentilere cevap verirken, özellikle uzun yolculuklarda seyahati keyfe dönüştürebilecek konfor özelliklerine sahipler. Şehir hayatında büyük boyutları nedeniyle yaşayabilecekleri manevra sorunlarını bir kenara bırakıp araçların üretilme nedenine dönecek olursak, iki Alman’ın da opsiyon seçeneklerle çok daha konforlu hale getirilebileceğini hatırlatalım. İki araçta da geri görüş kamerasının opsiyonlarda dahi bulunmuyor olması, artık neredeyse küçük sınıfta bile kullanılan bu pratik özelliğin eksikler listesinin başında yer almasını sağlıyor. Yazı: Burak Kaya