Yazı Türkan DOĞAN Kudüs, tarih boyunca Babiller'in, Roma'nın, Bizans'ın ve Osmanlı Devleti'nin kontrolü altına girmiş. Bugün uluslararası arenada kabulü olmasa da şehrin batı kısmı İsrail'in; doğu kısmı ise Filistin'in başkenti olarak gösteriliyor. Arapçada Quds-i Şerif, İbranicede Yeruşalayim, İngilizcede ise Jerusalem olarak bilinen Kudüs'e yolu düşecek olanların yapması gereken ilk şey belki de dinler tarihi hakkında bir okuma. Bu okuma, Kudüs'ün neden bin yıllar boyunca paylaşılamadığı sorusuna da cevap olacaktır. Kudüs'teki günleriniz, farklı etnisiteler arasında yapacağınız bir yolculuk aynı zamanda. Beyaz entarileriyle Araplar, hiçbir yere ait değilmiş gibi koşar adım hareket eden Hasidiler, Haç yürüyüşü yapmak için gelen modern Batılı turistler... Dikdörtgen bir şehir olan Kudüs, Osmanlı döneminden kalma yedi farklı kapıya sahip. Surların içerisindeki alan ise Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ve Ermeni olmak üzere dört farklı mahalleye ayrılmış. Müslüman mahallesi, diğerlerine göre oldukça büyük ve Müslüman olmayanların alınmadığı bir mahalle. Nedeni ise vaktiyle yaşanan kundaklama girişimleri. Harem-ül Şerif (Tapınak Dağı), Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra gibi Müslümanlar için önemli olan yapılar bu bölgede. Kudüs, Hristiyanlık inancının da doğduğu toprak. Roma yönetimi Hz. İsa'yı bu sokaklarda çarmıha germiş. Hz. İsa'nın sırtındaki çarmıhla yürümeye çalıştığı Çile Yolu, bugün hâlâ milyonlarca Hristiyan tarafından kat ediliyor. Hz. İsa'nın haçı taşırken ara ara yere düştüğü noktalara istasyon adı verilmiş ve bu noktalara kiliseler inşa edilmiş. Çile Yolu'nda karşınıza beş farklı Kutsal Kabir Kilisesi ve 14 istasyon çıkacak. Babil hükümdarı Kudüs'ü yakıp yıkana kadar Yahudiler bu topraklarda hayat sürmüş. Sürgüne çıktıkları ilk günden itibarense kıbleleri hep Kudüs olmuş. 20. yüzyılda kutsal topraklara geri döndüklerinde ise bölgede bugün yaşanan kaosun ve savaşın fi - tili ateşlenmiş. Yahudi Mahallesi'nin en ünlü yapısı kuşkusuz Ağlama Duvarı olarak da bilinen; Yahudilerin 'ha-Kotel ha-Ma'aravi' (Batı Duvarı) dedikleri yapı. Duvara diğer dinlere mensup kişilerin girmesi de serbest. Kudüs'ün belki de en ilginç cemaati 'Hasidiler' olarak da bilinen; aşırı dindar, tutucu Yahudiler. Hasidiler'in yaşadıkları mahallelere adım attığınızda buradaki günlük hayatın modern dünyadan oldukça uzakta olduğuna tanık olacaksınız. Evlerde bilgisayar, telefon ya da televizyon kullanılmıyormuş. Kadınlar sıkıca örtünürken erkekler siyah uzun giysileri, sakalları, şapkaları, kulaklarını örten bir tutam örgü saçları ve hızlı adımlarıyla bu dünyanın dışında gibi. Evlerin camları sıkıca kapanmış. Hasidiler'in yaşadıkları mahalleleri ziyaret eden turistler genellikle pek sevilmiyor ve görmezden geliniyor. Günün birinde Mesih'in geri döneceğine inanan Hasidiler, gerçek İsrail devletinin de ancak o zaman kurulacağına inanıyorlarmış. MUTLAKA GÖRÜN