Paha biçilmez Willem Dafoe

Her şey yolunda gidiyordu. Hayal ettiği, istediği bir işti ve bu büyük şehre taşınmakla doğru karar verdiğini her geçen gün daha güçlü bir şekilde hissediyordu. Tabii aksilikler veya olumsuz geri dönüşler olmayacak değildi. Örnek mi? Wooster Group'a ait ve içinde Dafoe'nun da olduğu bir oyun, dönemin önemli oyun eleştirmenleri tarafından adeta 'taşlandı'. 'Our Town' adlı oyun pornografik ve ırkçı bulunurken New York Times'ta daha çok oyunun aşırı ırkçılığına vurgu yapıldı. Zira oyunda siyahi biri canlandırılırken beyaz oyuncu siyah maske takmıştı. Bu o dönem için bilinen bir durumdu ama makul insanlar tarafından bunun kabul edilmesi mümkün değildi. Oyuna dair birçok yayımda makale kaleme alındı. Eleştiriler fazlalaşınca da konu mahkemeye taşındı. Sonuç, tahmin edildiği üzere oyunun tekrarlanmaması lehineydi.

Sonuncusu 'The Grand Budapest Hotel-Büyük Budapeşte Oteli' olmak üzere Dafoe ile üç kez çalışan yönetmen Wes Anderson'da sıra: "Performansıyla daha önceden çizilmiş sınırları zorlayabilen, hakkıyla da ötesine geçebilen biri. Onu Theatre de la Ville'de dünyaca ünlü balet Mikhail Baryshnikov'la dans ederken de Richard Foreman'ın 'Idiot Savant' adlı tiyatro oyunundaki ayakta alkışlanası performansını sergilerken de gördüm, izledim. Muazzam bir adam. Onunla çalışmaktan hep keyif aldım. Dünya üzerinde her zaman çalışmak isteyeceğim birkaç oyuncudan biridir, Dafoe."

Tiyatro onun anavatanı olsa da Hollywood'a erken ayak basması, onu tiyatrodan bir süreliğine uzaklaştırdı. Gerçi bunun tam aksini düşünenler de var; tıpkı kendisi gibi. Ancak şu bir gerçek ki sinema her zaman tiyatroyu kıskanacak. Yani tabii söz konusu Willem Dafoe ise. Zira tek başına oynadığı otobiyografik monologlar; özellikle de 'Swimming to Cambodia-Kamboçya'ya Yüzmek', tiyatro camiasında ve eleştirmenler nazarında olumlu anlamda ses getirdi.

BİZE ULAŞIN