Remake: Düğün Kulübü

- Sen sadece ikiniz mi evleniyorsunuz sanıyorsun? Aileler de evleniyor!
- Ama ben babasıyla çok iyi anlaştım! Aaaahhhhh!
- Peki ya düğün?
- Sade bir nikah yaparız dedik.
- Sen öyle san! Al bakalım!
- Aaaahhhh! Abi ben kızı seviyorum. Yumrukları ardı ardına indiren adam durdu. Düğün Kulübü'nün kurallarından biriydi, bu. Yaralı elemanı kenara çekip sahneyi boşalttılar. Taylan, pis pis sırıtıyordu.
- Ne sırıtıyorsun?
- Kulübe hoş geldin.
- Demek burada evlenmek isteyen hemcinslerimizi vazgeçirmeye çalışıyorsunuz.
- Vazgeçirmek demeyelim, hatalarından döndürüyoruz.
- Sana ne milletin evliliğinden?
- Evlilik süreci dediğin, tüketim toplumunun bir dayatması. Kurumun kendisinden bahsetmiyorum, süreçten bahsediyorum. İstemesi, bohçası, gelinliği, damatlığı, kınası, mınası, davetiyesi, şekeri, orkestrası, yemeği, düğünü derken para saçıyoruz.
- Yine başladın mı şu tüketim muhabbetine... Yeter! Uykusuzluğuma çare bulmayacaksan ben gidiyorum.
- Ben senin uykusuzluğuna çare bulamam.
- Neden?
- Çünkü ben YOĞUM!
- Yoğum mu?
- Yokum yani.
- Ne demek yokum?
- Şu anda bir rüyadasın Anlatıcı.

Hem de çok önemli bir günün gecesinde...

- Uyuyor muyum yani? İyi sevineyim.
- Pek sevinme. Yarın nişanlınla alışverişe gideceksiniz.
- Ne nişanlısı? Ne saçmalıyorsun?
- Bu rüya, seni düğün kulübüne neden sürükledi zannediyorsun? Kız tarafı yatak odasını aldı. Sıra sende... Saç paraları Anlatıcı! Başka çaren yok.

Bir anda beynimde şimşekler çaktı. Birazdan uyanacak ve alışveriş için Ümraniye Alemdağ Caddesi'nde nişanlımla buluşacaktım. Uyanmadan, can havliyle bir şeyler yapmalıydım. Kendimi hemen sahneye attım.

- Bilader! Bana bir yumruk atsana! Hadi Allah rızası için!

BİZE ULAŞIN