Türkan DOĞAN Dik yamaçları, incecik kumu ve turkuaz sularıyla Akdeniz'in bütün zenginliğini cömertçe sergilediği Sardunya Adası, İtalyan tatlı hayatının ada kültürüyle birleştiği en güzel noktalardan biri. Akdeniz'in Sicilya'dan sonraki ikinci büyük adası olan Sardunya Adası, 1.850 kilometrelik kıyısıyla kentlerin boğucu kalabalıklarından uzakta, unutulmaz bir tatil yapmak için ideal. Sardunya dediğimizde aklınıza birkaç günde keşfedilebileceğiniz küçük bir ada gelmesin. Sardunya Adası, ülke içinde bir ülke gibi. Ada, İtalya'nın iki özerk bölgesinden de biri. Ada'nın birbirinden güzel koylarında birer gün vakit geçirmek istediğinizde ortalama bir haftalık zamana ihtiyaç duyabiliyorsunuz. Ancak bu süre bile Ada'nın kuzeydeyseniz güney, güneyindeyseniz kuzey kıyı şeridini görmeye vakit bırakmayabiliyor. Hele bir de karşı kıyıdaki Korsika'yı da görme hayali kuruyorsanız işin içinden çıkmak mümkün olmayabilir. Arada bu tatilin mavinin bin bir tonuyla girdiğiniz bir imtihan olduğunu bile düşünebiliyorsunuz. Neyse ki yapacağınız her seçim sizi yeryüzündeki bir başka cennete götürüyor. Ada'nın kentleri sekize bölünmüş. Belli başlı kentler ise kuzey doğudaki Costa Smeralda bölgesinin başkenti Olbia ve batıdaki Porto Torres bölgesine yakın Alghero veya Sassari. Ada'nın güney başkenti Cagliari ise bölgenin en gelişmiş kentlerinden. Kentteki yeme içme durakları, eğlence hayatı ve plajlar oldukça ünlü. Ancak bana kalırsa bölgenin gerçek güzelliği, plajı bile olmayan, size yavaşlamanızı söyleyen sayfi ye bölgelerinde ve küçücük restoranların size sunduğu taptaze lezzetlerde. Bu üç, beş masalık restoranlarda yiyeceğiniz makarnanın tazeliğini hissetmeniz; balığın daha bu sabah tutulduğunu ya da sebze ve meyvenin dalından henüz koparıldığını anlamanız, tatilinizi ölümsüzleştirebiliyor. Sardunya'da yerleşim M.Ö. 250 yılından itibaren başlamış. Ada'nın isminin pek çok telaffuzu var. Türkçede Sardinya olarak da bildiğimiz Ada'nın isminin diğer kullanımları ise Sardegna ya da Sardinia. Ada, yüzyıllar boyunca pek çok yönetimin hâkimiyetine girmiş. Fenike, Kartaca, Roma, Fatumi, Osmanlı, İngiliz, Avusturya, Fransız ve son olarak da İtalyan hâkimiyetine giren Ada, her zaman için korsan tehlikesiyle karşılaşmış. Bu, Ada'da yerleşimin neden iç tarafl ara doğru yapıldığının da cevabı aynı zamanda. Sardunya, yüzyıllar boyunca tahıl ambarı olarak kullanılmış. Hayvancılık ve tarım Sardunya'nın başlıca geçim kaynağı olurken son yüzyılda ise Akdeniz'in turizm merkezlerinden biri haline gelmiş. Bölgede konuşulan dil ise Sarduca ve Katalancanın bir lehçesi olan Algero dili. Tavsiyemiz gitmeden önce dil konusunda biraz çalışmanız. Zira Ada'da İngilizce bilen birilerine rastlamak her zaman mümkün olmayabiliyor. ÜNLÜ PLAJLAR Is Arustas: Ada'nın batı kısmındaki Orsitano kenti yakınlarındaki Is Arustas plajı, bir kilometrelik sahil şeridine sahip. Is Arustas, küçük beyaz çakıl taşlarıyla da ünlü. Spiaggia del Princip: Ada'nın kuzey doğu ucunda yer alan ve jet-set konuklarıyla ünlü olan Costa Smerelda, kayalık yolu ve dik yamaçlı panoramasıyla Sardunya'nın en meşhur bölgesi. Prens Kerim Ağa Han, bölgeyi keşfedip yatçılık için bir merkez haline getirmiş. Ağa Han'ın da en sevdiği plaj olan Spiaggia del Principe ise bu bölgede yer alıyor. Plaj, mavinin yeşille buluştuğu doğası ve turkuaz sularıyla oldukça meşhur. Bölge Avrupa sosyetesinin göz bebeği olsa da tüm plajlar halka açık ve dokusu korunmuş. Cala Luna: Cala Gonone ya da Arbatax'a yarım saat uzaklıktaki Cala Luna plajı, Macarella mağarasıyla ünlü. Beyazdan laciverte uzanan dalgalar ve pırıl pırıl güneşiyle Cala Luna, Sardunya'nın en sevilen noktalarından biri. Chia: Ada'nın güney doğusundaki Chia'ya Cagliari'den otomobille bir saatte ulaşmak mümkün. Bölgedeki Porto Campana ya da Su Giudeu plajları, turistlerin görmeden dönmediği lokasyonlardan. İrili ufaklı güzel koylarıyla ünlü Sardunya'yı otomobil kiralayarak gezdiğinizde tek bir yerle sınırlı kalmayıp pek çok sayfi ye yeri görme fırsatı da yakalayabiliyorsunuz. Böylelikle aştığınız her virajın ardından karşınıza bambaşka bir turkuaz koyun nefes kesici manzarası çıkabiliyor. Tavsiyemiz otomobil anahtarını elinize alır almaz kendinize bir şemsiye satın almanız. Çünkü her köşe başında karşınıza bir tesis ya da plaj çıkmayabiliyor. Sardunya Adası'na dair ikinci söyleyebileceğimiz ise Ada'nın sandığınız kadar pahalı olmadığı. Yatların konuşlandığı bölgelerin dışındaki küçük kıyılarda yeme içme fi yatları sanıldığı kadar astronomik değil. Sardunya'da sezon genellikle Nisan ayında açılıyor ve Ekim'e kadar devam ediyor. Burada bir adada olduğunuzu her an hissedebiliyorsunuz. Güne yağmurla başlayabildiğiniz gibi esen sert poyraz da tepenizdeki güneşin etkisini azaltabiliyor. Yağmurla başladığınız bir sabah, aniden pırıl pırıl bir güneşin altında kulaç atabiliyorsunuz. Ada'yı kıyı şeridini takip ederek kuzeyden ya da güneyden keşfe başlayabilirsiniz. Virajlı yollar, güzel manzaralar, yol üstü durakları ve ünlü plajlar, bir plana sadık kalmanıza engel olsa da gitmeden Ada'nın hangi kısmı için nasıl bir güzergâh izleyebileceğinizi kararlaştırmanız tatilinizi kolaylaştıracaktır. Müze gezmek ya da tarihi kiliseleri görmek gibi yapılacaklar listeniz varsa kent merkezlerine de uğramanız gerekecek. Cagliari, Sassari ve Alghero ziyaretçisine deniz-güneş-kumdan daha fazlasını sunan kentlerden. Ancak sanırım bu Ada'da deniz-güneş- kumdan daha güzel çok az şey var. Üstelik ardınızda kalabalık bir kent bırakıp da Ada'nın yolunu tuttuysanız biraz yavaşlamanızı ve sakin kıyı kasabalarına doğru yol almanızı öneririz. Mesela Ada'nın güney batı ucundaki küçük adacık Sant'Antioco ya da doğu yakasındaki Cala Gonone veya kuzey uçtaki Castelsardo'da vereceğiniz molalarda, Sardunya'nın neden Akdeniz'in en güzel adası olduğunu anlayabilirsiniz. Sarp kayaları, makilerin çevrelediği yemyeşil doğası, muhteşem plajları ve Akdeniz sıcaklığını hissedebileceğiniz halkıyla Sardunya, hayallerinizi süsleyen tropik adalardan bile daha fazlasını sunan bir cennet. Üstelik turkuazın zümrüt yeşiliyle iç içe geçtiği bu cennet, yanı başımızda. Bunları unutmayın! İstanbul'dan direkt uçuşun olmadığı Sardunya Adası'na Roma aktarmalı uçabilirsiniz. Ada'da dört farklı havalimanı var. Ayrıca Napoli veya Roma'dan dört saatlik bir feribot yolculuğuyla da Ada'ya ulaşmak mümkün. Ada'yı gezmek için en ideal zaman Mayıs ile Haziran ayları. Çünkü Ağustos'tan sonra Ada'da rüzgârlar sertleşebiliyor ve otellerdeki doluluk oranı artarken fiyatlar da en yüksek seviyeye ulaşıyor. Sardunya'dan ada kültürünü yansıtan hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Seramik objeler, el yapımı örme sepetler ve şarap oldukça ünlü. NEREDE, NE YENİR? Sardunya, sadece iyi bir yemek deneyimi için bile eşsiz bir ada. Ada kültürünün İtalyan yemeklerini şekillendirdiği Sardunya'da baharat, zeytinyağlı yemekler, deniz ürünleri, etli yemekler, makarna ve pizza vazgeçilmez tatlar arasında. Tüm yemekler ada kültürüne özgü ve pişirme teknikleri de basit ve yalın. Ada'da, aynı İtalya'da olduğu gibi sabahları güne kruvasan ve kahveyle başlanıyor. Ada'da olduğunuzu ve etrafınızı zeytin ağaçlarının sardığını ise ancak öğlen yemeğinden itibaren anlayabiliyorsunuz. Akşamları ise zeytinyağlı lezzetlerin yanına çeşit çeşit deniz ürünü ekleniyor. Ada'nın peynir ile naneyle hazırlanan ve domates sosuyla servis edilen meşhur makarnası Culurgiones'i; Türk mutfağındaki bazlamaya çok benzeyen Carasau isimli ekmeğini ve Ada sofralarının vazgeçilmezi Cannonau üzümünden yapılan şarabını tatmadan dönmeyin. Kruvasan, dondurma ve kurabiye ise Ada'nın meşhur tatlı lezzetleri arasında. La Gritta: Kuzeydeki Palau'da yer alan bu ünlü restoran, özellikle taze deniz ürünleriyle ünlü. Mekân, geniş şarap kavı ve manzarasıyla da bölgenin popüler restoranlarından biri. www.ristorantelagritta.it Al Tuguri: Ada'nın geleneksel yemek kültürünü üç katlı bir mekânda sunan Al Tuguri, 'fine dining' tarzda hizmet veriyor ve deniz ürünlerinden zeytinyağlı lezzetlere uzanan geniş bir seçki sunuyor. www.altuguri.it