Röportaj Binnaz Saktanber Simu Liu, Hollywood'un yükselen yıldızlarından. Kim's Convenience dizisiyle radarımıza giren aktör, 2021'de Shang-Chi ve 10 Yüzük Efsanesi ile Marvel'in ilk Asyalı süper kahramanı oldu, 2023'teyse ikonik Barbie filminin Ken'lerinden biri... Liu, şimdi de ilk 'kötü kahraman' rolüyle karşımızda. Başrollerini Jennifer Lopez ve Sterling K. Brown ile paylaştığı bilimkurgu Atlas'ta insanlığı çökertmeye ant içmiş, Harlan isminde bir yapay zeka (AI) varlığı oynuyor. Karşısında insanlığı kurtarmaya çalışan data analisti Atlas (Lopez) ile bir geçmişi paylaşıyorlar, peki ne olmuş da bu kadar düşmanlaşmışlar? Sorunun cevabını merak edenler için Atlas, 24 Mayıs'ta Netflix Türkiye'de gösterimde. We Were Dreamers adlı biyografisinde göçmen bir ailede zorluklar içinde geçen çocukluğunu anlatan Liu, 'öteki' olmaya yabancı değil. Liu ile Türkiye'den bir yayına verdiği ilk röportajı için Zoom üzerinden buluştuk ve hem Atlas'ı hem de yapay zeka hakkındaki fikirlerini konuştuk. Süper kahraman oldun, Ken oldun...Şimdi de öyle gözüküyor ki kariyerinin 'kötü karakter' dönemine girdin. Bir filmin kötüsünü oynamak nasıldı, bu role ve 'kötü karakter' kavramına nasıl yaklaştın? Çok teşekkürler. Ne kadar güzel bir soru. Gerçi çok iyi bir insan olduğun için yönetmeniniz Brad Preyton'ın ilk başta seni bu role uygun görmediğini okudum. (Gülüyor) Evet öyle oldu. Bir sanatçı olarak her zaman seyirciyi saşırtmak istiyorum ve önceden kestirilemeyecek, ters köşe seçimler yapmaya çalışıyorum. Atlas'ın senaryosunu okuduğumda 'Harlan ne kadar ilginç bir karakter' dedim. Atlas ile paylaştıkları geçmiş çok etkileyiciydi. O ilişkinin derinine inmek istedim. Bana kalırsa bir çok 'kötü' karakter kendini hikâyenin asıl kahramanı olarak görüyor. Dolayısıyla bazen kötü bir karakteri 'kötücül' bir şekilde oynamamak iyi bir seçim olabiliyor. Ben de yönetmenimiz Brad Peyton'a bu düşüncelerimi söyledim. Harlan'ın davranışlarını, vücut dilini neredeyse bir çocukmuş gibi kurguladım. Çünkü aslında Harlan çok genç bir karakter. O, yeryüzündeki ilk yapay zeka varlık ve her an dünyayı anlamlandırmaya çalışan bir havası olsun istedim. Tabii günün sonunda o bir 'kötü'. Çok kötü kararlar veriyor ve insanlığın sonunu getirmek istiyor (Gülüyor). Ama yine de bu çocuksu özelliklerin karakterin DNA'sında yaşadığını bilerek canlandırmak istedim onu. Brad de bu fikrime çok büyük destek oldu ve Harlan'ı beraber yarattık. Ortaya çıkan sonuç da bizi çok heyecanlandırdı. Jennifer Lopez ile çalışmak nasıldı? Jen tam anlamıyla bir ikon. Beraber çalışmak rüya gibiydi. Filmlerini izleyerek büyüdüğüm biriyle çalışmak inanılmazdı. Jen'i izleyip de ona hayran olmamak imkânsız. İşine getirdiği profesyonellik ve çalışkanlığı, bir hafiflik ve 'oyun oynama' isteğiyle birleştiriyor. Atlas'ı ondan başkasının oynadığını düşünemiyorum. Onunla çalışmak bir ayrıcalıktı. Peki filmi izlerken bir nebze Harlan ve AI tarafını tutmam çok mu kötü? Spoiler vermeyelim ama filmde insanlığın hizmetinde çalışan yapay zeka varlıklar ayaklanıyor. Bu neredeyse bir köle isyanı ve izlerken AI tarafına hak vermeden duramadım. Bence Harlan insanlığa dair hissettiğimiz hayalkırıklığını ve güvensizliği temsil ediyor. İnsanlığın çevreye ve doğaya yaptığı kötü muameleyi, yarattığı savaşları, küçük ve büyük felaketleri görüyor ve bunların altında eziliyor. Bizler de çoğu zaman böyle hissetmiyor muyuz? Televizyonu açtığımızda, haberleri izlediğimizde, telefon ekranını kaydırdığımızda...Olan bitenden ve tüm bu olumsuzluktan etkilenmemek imkânsız. Ama ben Simu olarak, Atlas ve insanlığın tarafını tutuyorum (Gülüyor). Çünkü o karanlık yerlere gitmek ne kadar kolay olsa da, insanların başka hiçbir canlıda olmayan bir yetisi var, o da birbirleriyle bir topluluk ve bağ kurabilmeleri. En imkânsız gözüken durumlarda bile bir umut ışığı bulabilmeleri, birbirleriyle dost olabilmeleri. O yüzden günün sonunda ben insanlığın tarafındayım. Aktörler Sendikası (SAG-AFTRA) üyeleri olarak çok uzun süren bir grevden çıktınız. Mücadele ettiğiniz konular arasında yapay zekanın kimliklerinizi ve işlerinizi elinizden alma tehlikesi de vardı. Bu grev süreci rolüne ve hikâyeye bakışını nasıl etkiledi? Yapay zeka tartışmalarında nerede duruyorsun? Bir filmin hayata geçme süreci seyirciye yansıyandan çok daha uzun oluyor. Biz bu filme 2022'de, yani Oyuncular Sendikası grevinden, hatta AI tarafından yaratılan sanat eserleri üzerine tartışmalar başlamadan çok önce başladık. Son dönemde bu konular kamuoyunun önüne taşındı ve büyük önem kazandı. AI, sadece bizim endüstrimizi etkileyen bir konu değil, tüm dünyayı etkileme potansiyeli olan bir mesele. Böyle düşününce AI ve olası tehlikeleri hakkında bir film yapıyor olmamızın ne kadar yerinde olduğunu görebiliyorum. Yapay zeka sadece bir aktör değil, bir insan olarak da üstüne çok düşündüğüm bir konu. Bence internet ve sosyal medya çok büyük, hayatlarımızı yaşayış şeklimizi bir çok yönden değiştiren ve dönüştüren icatlar. Ama bir yandan da bu teknolojilerle ilişki kurarken çok dikkatli olmalıyız çünkü bir anda hayatlarımızı ele geçirme potansiyeline de sahipler. Hayatlarımıza bir anda ekstrem olumsuzluklar getirebilirler. Yapay zekaya gelince, tam da senin dediğin gibi, kimliklerimizi bizden çalabilirler. Hatta ömrümüzü adadığımız işimizi elimizden alabilirler. Burda özellikle yapay zeka tarafından yaratılan video ve görseller üstünde durmak istiyorum: Yani aslında sanat dediğimiz şey. Benim için bu konu çok rahatsız edici çünkü algoritmalar sanatçıların, oyuncuların tüm hayatı boyunca yaptığı işleri 'öğrenebiliyor' ve resmen çalabiliyor. Oysa sanat sadece ortaya konulan son ürün değildir. Sanat o ürüne varana kadar geçtiğin tüm süreçlerdir. Sanat o ürünün verdiği mesajdır. Sanat, o sanat eserine, bir resme, bir filme, bir diziye adanan tüm insanlığımızdır ve emeğimizdir. Yapay zekanın yarattığı bir sanat eserinde bunların hiçbirini bulamazsınız. Yapay zekanın yarattığı bir sanat eserinde ruh yoktur. İçinde ruh olmayan bir şey nasıl sanat olabilir ki? Sanırım röportajı bitirmek için harika bir cümle bu. Vakit ayırdığın için çok teşekkür ediyorum. Ve Türkiye'den selamlar yolluyorum. Ben de Türkiye'ye selamlarımı yolluyorum, çok teşekkürler.