Sosyallik Bu(Mu)Dur(?)
Peki bu müthiş uyum içinde sosyalleşen dünyada kamuya mal olan sektörler nasıl etkileniyor dersiniz? Ülkesini yeniden açık ara dünya lideri yapmak isteyen agresif bir başkanın, savaştan kaçan insanlara yakar top oyunundaki top muamelesi yapan ve 'birlik' içinde yaşayan ülke liderlerinin, o birlikten koşarak uzaklaşan milletlerin, batık ülkesini kurtarmaya çalışan yönetimlerin bir arada olduğu dünyada, ekonomiye kan veren sektörler neler yapıyor? Onlar da sosyalleşebiliyor mu? Yarattıkları sosyal platformlarda amaçlarına ulaşabiliyorlar mı? Ben, globalleşme adına tek tip olmaya zorlanan kültürlerde üreten sektörlerin her zamankinden daha fazla sosyalleştiği görüşündeyim. Kültürleri unutturmamak, alt kültürleri tüketmemek, bazen de milliyetçi duyguları yitirmemek adına sosyalleşmek zorundalar çünkü. Bunun illa bir isyan yöntemi olduğunu savunmuyorum, ama o isyanların, baskıların getirdiği özgürleşme isteği, özgürlüğü elde etmek için duyulan sosyalleşme ihtiyacı ve ardından gelen yeniden bireyselleşme evrelerinden oluşan döngüye girmek zorundalar.
Tam da bu noktada çok ilginç bir örnek vereceğim. Söz konusu olduğunda birçoğumuzun aklına iç savaşı, çatışmaları, intihar bombaları, siyasal sorunları getiren bir ülkeden bahsedeceğim; Irak. Ama akla gelen ilk konulara değil, ülkenin modaya düşkün gençlerinin yarattığı bir gruba değineceğim. Irak'ın karanlık imajını biraz olsun değiştirebileceklerine inanan, başlattıkları moda hareketinin sosyal bir değişimi beraberinde getirmesini planlayan bir grupla karşı karşıyayız. Erbil'de kurulan ve 'Mr. Erbil Gentleman Club' olarak hitap edilen grubun başlattığı akım, sosyal medyada giderek artan bir takipçi kitlesi edindi kendine. Dijital basının yanı sıra, yazılı basın da büyük ilgi göstermeye başladı. Grubun paylaştığı fotoğrafl ar, Pitti Uomo zamanındaki sokakları aratmayacak şekilde. Mr. Erbil grubu, ilk görüşte batının hipster'larını andırsa da, bölgenin yerel kültürünü modernize ederek giyindiklerini söylüyorlar.
Tarzlarını belirlerken, kendi bölge kültürlerinde 'Efendi' olarak hitap edilen, şehirde gezerken en iyi kıyafetlerini giyen toprak sahibi insanlardan esinlendiklerini anlatıyorlar. İngilizce konuşuyorlar, internetten alışveriş yapıyorlar. Model ajansı, kulüp evi, terzi, berber ve butik açmayı planlıyorlar. Her hafta Instagram hesaplarından, bölgenin kadınlara yaklaşımını değiştirebilmek adına, toplumsal değişime öncülük edebilecek nitelikte kadınları paylaşıyorlar; tabii çok şık kombinlerinin içerisinde fotoğrafl ıyorlar onları. Yani yıllardır süregelen siyasal sorunların yarattığı kötü imajı değiştirebilmek ve farkındalık yaratabilmek için bu gençler, seslerini dünyaya duyurmaya çalışıyorlar, varlıklarını bizlere hatırlatmak istiyorlar. Uzun süre maruz kaldıkları kötü rejimden sonra, batı ülkelerine seyahat edebilmenin, küreselleşmenin, internetin ve sosyal medyanın getirilerini arttırmak ve onlardan sonuna kadar yararlanmak istiyorlar. Ülkenin dibe vurduğu halinden sosyalleşerek çıkabileceklerini biliyorlar.