Süper kötü adam: Javier Bardem
Chigurh'tan önce oyuncular ve film yapımcıları, anlaşılır kılmak için kötü adamların güdülerine yönelik ipucu vermeye çalışırdı. Şiddeti dehşet verici biçimde büyüleyici bulduğunu itiraf eden Bardem ise kötü adamı anlamsız cinayetler işleyen anlaşılmaz bir adam tavrıyla oynayarak yeni bir seviyeye taşıdı. O zamanlar "Ben şiddeti içimde taşıyorum, hatta şiddetin kendisiyim." diye açıklamıştı bunu: "Kötülüğün anlamını çözmeye çalışıyorlar, ama aslında herhangi bir anlamı yok." Bardem böylece yeni neslin karanlığın kalbinde ne gördüğünü ifade etmiş oluyordu. Önceki nesiller hilekârlığı veya megalomanlığı en ilginç kötülük türleri olarak görürken Bardem artık bunun tamamen duygularla ilişkili olduğuna inanıyor.
"Etkileyici bir kötü adamın sırrı empati eksikliğidir." diyor Bardem. "Saf kötülükle ilgili 'İhtiyarlara Yer Yok'un konusu, bir saniye bile empati duymadan kötülük yapmak ki bu çok korkutucu bir şey. En azından biraz empati duyan birine güvenebilirsiniz, ancak hiç olmadığında yapabileceğiniz bir şey kalmıyor." Hem İngilizce hem de İspanyolca filmlerde rol alan Bardem, kötü adam rollerindeki ustalığını 'Skyfall'da korkutucu ve cinsel açıdan belirsiz Raoul Silva ve yakın zamanda 'Karayip Korsanları: Salazar'ın İntikamı'nda birazcık daha empatik zombi-psikopat Captain Salazar'ı oynayarak artırdı. Bu sonbaharda onu Fernando León de Aranoa'nın, Pablo Escobar'la Kolombiyalı TV haber sunucusu Virginia Vallejo García arasındaki ilişkiyi anlatan 'Loving Pablo' filminde gaddar Pablo Escobar rolünde göreceğiz. Geçmişte de ona Escobar'ı oynaması için teklifler gelmişti, ama hepsini reddetti, çünkü ona gelen senaryolar tek boyutluydu. Ancak 'Loving Pablo'yu beğendi: Ayaklarını sürüyerek yürüyen, görünüşte iyi yürekli olsa da düşmanlarını gözünü kırpmadan motorlu testereyle parçalayabilen bir adamı oynayacak, Bardem.
Espressosunu içerken "Escobar'ı her zaman ilgi çekici bulmuşumdur." diyor. "Çünkü çelişkilerle dolu biriydi. İri yarı, dikkat çekici bir fiziksel bir varlığı vardı. Bu fiziksel yapısını da sade ve yavaş konuşma biçimiyle bir araya getiriyordu. Bir yandan da durdurulamaz biriydi."