Tartışma Sanatı
Şimdi, sakin bir köşeye çekilin ve bir müddet, dünya ile üzerinde yaşayan milyarlarca insanı düşünün. Tabii, en çok da insanlar arası iletişimi göz önünüze getirin. Bir düşünsenize; sabahleyin otomobilinize aldığınız benzin parasını ödediğiniz benzinciden ofi sinizde dosyanızı istediğiniz asistanınıza, e-posta attığınız iş ortağınızdan telefon açtığınız karınıza, yorgunluk içkisini sipariş verdiğiniz barmenden et satın aldığınız kasaba kadar onlarca hatta belki de yüzlerce kişi ile iletişim hâlindesiniz… Bakmayın siz, son derece basitmiş gibi görünse de aslında son derece karmaşık bir düzen, bu “iletişim” dediğimiz şey. Ne de olsa, “Dünya, bir oyun sahnesi” ve biz de bu sahnedeki repliklerimizi, oyunlara ve karşılaştığımız oyunculara göre kurup duruyoruz. Nerede ve hangi koşullarda olduğunuzun da bir önemi yok aslında. Şayet, hayatınız boyunca tek başınıza yaşamıyorsanız; çevrenizdekilerle fi kir ayrılığı yaşamamanız, yani tartışmamanız mümkün değil. Peki, “kaliteli” ve “incelikli” bir şekilde nasıl tartışabilirsiniz? Tartışmayı işin içinden çıkamayacağınız bir ağız dalaşına dönüştürmeden önce neler yapabilirsiniz? Ya da tartışmayı nasıl lehinize çevirebilirsiniz? Unutmayın; karşılaştığınız problemler karşısında çözüme ulaşabilmeniz için, önce, tartışmanız gerekir. Elbette “tartışmanın”, bir sanat dalı olduğunu iddia etmiyoruz ama tartışmanın da bir “sanatı” olduğunu biliyoruz. İnceliklerini uyguladığınız takdirde, tüm diğer sanat dalları gibi tartışma sanatı ile siz de hayatınıza güzellikler ve keyifler katabilirsiniz. Nasıl mı?