Sade ve Huzurlu: Birce Akalay
Aslına bakarsanız, şu ana kadar anlattıkları; kafamda kurguladığım, yarattığım Birce Akalay'la çok örtüşüyor. Olduğu gibi, attığı adımların farkında ve öngörülü. Tutarlılığını da unutmak istemem. Kendine olan güveninin çocukluğundan, aile ortamından geldiği de aşikâr. Biraz daha didiklemek istiyorum onu. Peki, kendisine öğütte bulunur mu? Veya kendisiyle çok kavga eder mi?
"Ben bir ikizler burcuyum, kendimle kavga ederim tabii. Otokontrol meselesi de var. Bu kötü mü? Evet, otokontrol benim için büyük bir konfor ama yorucu aynı zamanda. Her yeni bilgiyi de öğrenmeyi istemek gibi bir huyum var. Ben en iyisini yapmak zorunda değilim ama doğrusunun nasıl yapıldığını bilirsem, görürsem bir gün işime yarayabilir diye düşünürüm."
Kadın ve erkek kıyaslamalarına geçiyoruz. Üstünlükler, farklılıklar ve algılar… Neler söyleyecek? "Eşitlikçi bir kadınım. Kadınların erkeklere nazaran daha pratik zekâlı olduğunu düşünüyorum. Bir de en son şunu yazmıştım: bir kadının doğasında annelik olduğu için zorluklar karşısında kolay kolay pes etmez. Düştüğümüzde daha çabuk kalkıyoruz, yaralarımızı daha hızlı sarıyor, hayatı yeniden daha hızlı karşılıyoruz, Savaşçı yaratıklarız."
Merhamet mevzusunu atlamamak gerek. Bakışlarında, tavrında her ne kadar düşünerek yaklaşmanızı salık veren bir enerji olsa da duygusal yapısından ipuçları da yakalıyorsunuz. Ucu kendisine dokunmasa da dertlenebilen bir kadın olduğuna eminim. Haklı mıyım?
"Merhametli bir insanım. Yolda ıslak, üşümüş bir köpek görsem ağlarım. Alırım, doyururum, sarar sarmalarım. Altı kedim, bir köpeğim var. Yağmur yağdığında, ezilmesin diye, yoldan sümüklü böcek toplayan biriyim. İnsanlara karşı da aynı incelikte düşünceli olmaya çalışıyorum. Tabii suiistimal edilmedikçe."
Birce Akalay, sadece sahnede, ekranda veya beyazperdede değil, aynı zamanda işin senaryo kısmında da var. Elbette, henüz uygulanmış bir işi yok ama elinde biraz dram biraz da komedi harmanı bir senaryo var. Zamanı geldiğinde, onu çekmek istiyor; beklemede kalın. Bu arada komedi demişken, onu 'Evli ve Öfkeli' ve 'Hayat Bazen Tatlıdır'da izledik. Yatkınlığını merak ediyorum; komedi ya da dram? Tür olarak ikisini de birbirinden ayırmıyor. İkisine de yatkın. Alev'i düşünün. Duygu yoğunluğu ortalamanın üzerinde olan birine gelebilecek en 'normal' rol teklifiydi sonuçta. Altından ne derece kalktığını, rolün hakkını nasıl verdiğini siz değerlendirin. Bizimki malum zira. Ama dediği gibi, komedi ona asla uzak değil; bir başka deyişle, her ikisinde de oyunculuğunu aynı seviyelerde tutabiliyor.
En başta, çekim esnasında onun çalma listesi ile coştuğumuzu, keyiflendiğimizi söylemiştim. Gerçekten de şarkı seçimleri tam bizlikti. Stüdyoda hemen herkes en azından küçük hareketlerle müziğe eşlik etti. Sonradan öğreniyorum ki müziğe olan ilgisi, 'çalma listesi' ile sınırlı değilmiş. Zira Birce, şu sıralar şan dersi alıyormuş. Hatta piyano dersleri de alacakmış: "Hayatıma artık müziği de karıştırmak istiyorum. İlla bir şey yapmama gerek yok ama yapabilirim de. Ama ona da hazır olarak başlamak isterim. Kendi kendime çalışıyorum şu aralar ve söz yazıyorum."
tulum CLOSH, kaban STELLA MC CARTNEY (BEYMEN), bot ALEXANDER WANG (BEYMEN), kemer MON REVE