Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin
Normalde de Ozan Doğulu hayranlığın var mıydı?
Hem Kenan Doğulu hem de Ozan Doğulu'nun hayranıydım. Konserlerine gidip en ön sıralarda ağzım açık bir şekilde izlerdim her ikisini de. Gerçekten performansları ve enerjileri müthiştir. Onları izlerken hep, "Ben de o sahnede olmalıyım." diye geçirirdim içimden. İşte; kader, kısmet ya da şans diyelim. Hayat beni onlarla buluşturdu.
Hayatın boyunca müzikle iç içe yaşasan da sonuçta bir hukuk fakültesi öğrencisisin. Aniden müzik piyasasının içine girmek ve albüm yapma fikrini ailen nasıl karşıladı?
Onlardan yana hiçbir problem yaşamadım. Ailem en büyük destekçim diyebilirim. Hiçbir zaman kararlarıma karışmadı. Özellikle de babam. "Müzik istiyorsan müzik yap, hukuk okumak istiyorsan hukuk oku." dedi her zaman. İlk başlarda albüm yapmama karşı geldi aslında ama Ozan'ın da ona verdiği güven duygusuyla biraz daha yumuşadı. Zaten nereye gitsem babam yanımdadır. Stüdyoda kayıt zamanında da yanımda konserlerde yanımda. Neredeyse babamla geziyorum diyebilirim. Hatta bize şöyle bir tepki bile göstermeye başladı insanlar: "Siz deli misiniz, neden hep baba-kız geziyorsunuz?" diye.
Babanla bu kadar iç içe yaşıyorsun. İşlerine, projelerine ya da giyim tarzına karışır mı?
Kuralları ve sınırları olan adam olduğunu söylemem gerek. Belirli çerçevelerden bakar ama bir o kadar da profesyonelce sınırlarını koyar. Hatta dediğim gibi birlikte seçeriz ne giyeceğimi. İçten içe baba-kız kıskançlığı yaşıyordur ama normal olarak… Yeni albümle birlikte styling'imde de değişiklik yaptık. Bir yıl öncesinde daha günlük kıyafetler giyerdim. Daha bir genç kız modeliydim. Kumraldım, sarışın oldum. Artık daha fazla dikkat çekiyorum. Daha havalı ve seksi pozlar veriyorum. Dolayısıyla kıyafetlerim de bu yönde değişti. Bütün bunları izlerken babam hiç sesini çıkarmıyor ama evet, içten içe kıskandığını ve bozulduğunu düşünüyorum. Ama tabii iş hayatında profesyonellik gerektiğini bildiği için sustuğunu da biliyorum.
Türk pop müziğinden hangi isimleri beğenerek dinliyorsun?
Kendi şarkılarını kendi yapan ve yorumlayan bir sanatçı olarak Gülşen en beğendiğim isim. Hande Yener ve tabii ki Ajda Pekkan da çok beğenerek dinlediğim isimler arasında.
Bu tempoda, hem okul hem de özel hayatını nasıl idare ediyorsun?
Maalesef idare edemiyorum. İki yıldır okula gidemiyorum. Okul dışında konserlerimizi, günlük programlarımızı ya da röportajlarımızı basın danışmanım hatta sağ kolum ya da benim diğer yarım diyebileceğim Gizem ile düzenliyoruz. İşlerim dışında hayatımı organize ediyor diyebilirim. Enstrüman çalmak farklı, şarkı söylemek çok farklı.
Şarkı yorumlayabildiğini ne zaman fark ettin?
İkisi çok farklı şeyler. Ben iyi bir şekilde şarkı söyleyebildiğimi ortaokul son sınıftayken fark ettim. Daha doğrusu, durdurulamaz bir sahneye çıkma isteği, şarkı söyleme duygusu gelişmeye başladı. Şarkı söylemek istiyorum kafası kısacası. Daha o yıllarda hissediyordum zaten, beni kimse durduramayacak diye. Hakikaten de durduramadı.