Bol Kesim Takımlar: Rahat ve Cesur

Yazı Ekin Kurbetçi Al Pacino, 90'ların stil arenasında bir sahne kurdu ve orayı podyuma çevirdi diyebiliriz. Hollywood'un ağır abisi, sadece filmlerle değil, tarzıyla da 'başrol' oynamayı iyi bildi. Düşünün; geniş omuzlu ceketler, bol pantolonlar ve her daim elinden düşmeyen o havalı güneş gözlükleri... Pacino'nun gardırobu, adeta 90'ların stil manifestosuydu. 'Stil sahibi olmak ciddiyet ister' derken, o bunu büyük bir rahatlıkla kanıtladı. Stilinizi çabasız göstermek ve bu havaya rağmen trendleri belirlemek ancak gerçek bir stil ikonuysanız mümkün. Ama bol kesim ceketi ve güneş gözlükleri içinde Al Pacino sanki, 'Bu trend mi? Farkında değilim' der gibi duruyor. İşte bu umursamaz tavır, onu stil dünyasının dikkat çeken isimlerinden biri yapıyor. O dönemde moda, geniş kesimler ve abartılı aksesuarlarla şıklığı harmanlarken Pacino bu formülü kendi yorumuyla zirveye taşıyor. Pacino'nun tarzı, modanın sıkı kurallarına uymadan, rahatlık ve özgünlükle şıklık yaratmanın mümkün olduğunu kanıtlıyor. Onun stilinden ilham almak, bugün zahmetsiz ama karizmatik bir görünüm elde etmek isteyenler için mükemmel bir fırsat sunuyor. Moda eğitimine 'Pacino 101' dersinden başlamak isteyenler için, ikonik aktörün stil kodlarını deşifre ediyoruz. 90'ların modasına bol kesim takım elbiseler taht kurmuştu ve bu tahtın sahibiyse Al Pacino'ydu. Hem resmi hem de günlük giyimde geniş kesimleri tercih eden Pacino için büyük ceketler ve bol pantolonlar rahatlık ve şıklığı bir arada sunan anahtar parçalar. Pacino, geniş omuzlu ceketleri, abartılı ama sofistike bir dokunuş olarak kullanarak hem ciddi hem de zahmetsiz bir şıklık yaratmayı başarıyor. Takım elbiselerde genellikle siyah, gri ve koyu mavi tonlarını tercih ederek kesimin rahatlığını ağır renk paletiyle dengeleyen aktör, tamamlayıcı olarak tercih ettiği kot gömlek ve desenli kravatlarla görünümün casual karakterini baskınlaştırıyor. Bol kesim ceketlerin iki veya üç düğmeli modelleri, onun maskülen duruşunu ve özgüvenini vurgularken bu geniş kesimli takım elbiseler, 90'larda hem rahat hem de ciddi bir görünüm sunarak klasik stil anlayışını modern bir yaklaşımla yorumluyor. Pacino, bu tarzla, konforun şıklıktan ödün vermeden nasıl elde edilebileceğini gösteriyor. Eğer Al Pacino'nun aurasına sahip olacaksak trençkotları ve paltoları hazırladık, soğuklar gelsin, bekliyoruz. Pacino'nun 90'lardaki tarzında dikkat çeken bir diğer unsur, uzun palto ve trençkot seçimleri. Soğuk havalarda, bu parçaları vazgeçilmezleri arasına alan oyuncu, siyah, kahverengi ve hâki gibi sessiz tonlarda tercih ettiği tasarımlarla sade ama sofistike bir görünüm yaratıyor. Pacino, bu uzun parçaları genellikle rahat kesim pantolonlar ve dik yaka kazaklarla ya da bir diğer deyişle zamansız basic'lerle kombinleyerek zahmetsiz bir şıklık elde ediyor. Görünümünün yıldızını paltosu olarak belirleyen aktör, bu tercihiyle klas bir duruş elde ediyor. Kaşe paltolu Al Pacino fotoğrafının yeni nesil stil ikonu Jacob Elordi'nin mood board'unda olduğuna yemin edebiliriz. Jacob Elordi demişken şimdilerde erkek çantalarının poster yüzü olan Elordi yerine 90'larda Al Pacino'yu görüyoruz. Evrak çantalarını yakın markajına alan aktör kendi Jane Birkin anlarını yaratıyor. Deri aksesuarları çabasız stiline kusursuz bir şekilde harmanlayan Pacino'nun kemer tercihleri ise mikro stillerden yana. Son birkaç sezondur favoriler arasında olan makosenler ise 90'larda oyuncunun da olmazsa olmazları arasında. Tabii bir de beyzbol şapkalarından bahsetmezsek olmaz. Takım elbiselerini ters köşe şapkalarla buluşturan Al Pacino, sadece Elordi'nin değil Kendall Roy'un da stil ikonuydu sanıyoruz. Al Pacino'nun stilinin imza detaylarından biri de güneş gözlükleri. Zaten çabasız bir havanın ve zamansız siluetlerin olduğu sahnede güneş gözlüklerini es geçmek olmaz. Oyuncunun büyük çerçeveli ve koyu renkli gözlükleri gizemli ve karizmatik bir görünüm yaratmayı başarıyor. 90'lar modasında güneş gözlükleri, Hollywood şıklığının ve sokak tarzının buluştuğu noktayı simgelerken Pacino, genellikle yuvarlak ya da kare formlu gözlüklerle gizemli centilmen imajını tamamlıyor. Pacino'nun 90'lardaki stilinde, minimalizm ve nötr renkler büyük bir rol oynuyor. Dönemin cesur desenleri ve parlak renklerinden uzak duran Pacino, sade ve klasik tonları tercih ederek stilini zamansız hale getiriyor ki bugün bile oyuncunun stilini konuşuyor olmamız da bunun kanıtı. Siyah, gri, beyaz ve bej gibi nötr renk paleti, onun sofistike duruşunu pekiştirirken şıklığın detaylarda gizli olduğunu gösteriyor. Bu minimalist renk anlayışı, onun stilini abartısız, göz yormayan ama dikkat çekici bir seviyede tutarak, her ortamda uyum sağlayan bir estetik oluşturuyor. Renk paletinin yanında Al Pacino'nun siluet tercihleri de aslında oldukça abartısız ve zamansız. Bu çabasız stili yüksek aurasıyla buluşturan oyuncu, kıyafetlerden çok onları nasıl birleştirdiğiniz, nasıl tamamladığınız ve nasıl taşıdığınızın daha önemli olduğunu gösteriyor. Pacino'nun 90'lardaki tarzı, bugün bile ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Onun stilinden ilham almak, sadece parçaları birebir kopyalamak değil, aynı zamanda rahatlık ve özgünlük anlayışını kendi tarzınıza taşımak anlamına geliyor. Oyuncunun 90'larda yarattığı bu özgüvenli şıklık, moda dünyasında kalıcı bir etki yaratarak her dönemin favori görünümlerinden olmayı sürdürüyor. Bu stilin zamansız ve sofistike dokunuşları, ilham almak isteyenler için bir yol haritası sunuyor. Al Pacino'nun stilinden ilham almak, çabasız stilin kurallarını kendinize göre yazmak ve dönemden bağımsız etkileyici kalmak demek.