Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Esquire Stil Direktörü Johnny Davis, markanın kurucusu Sylvain Berneron ile konuştu.
İsmini yazmaya hevesli değil miydin?
Hayır, ilk tercihim değildi. Çünkü bir tasarımcı olarak kendinizi süslü bir ismin arkasına saklamak çok daha kolaydır. Anne babanızda pazar öğle yemeği yerken 'Ben bir tasarımcıyım, Porsche için çalışıyorum' ya da 'BMW için çalışıyorum' dediğinizde kulağa hoş geliyor. Cenevre'de çok az tanıdığım bir adam da öyle düşünüyordu. Beau-Rivage'da [Watches & Wonders fuarı sırasında bağımsız markalara ev sahipliği yapan bir otel] karşılaşmıştık. "Breitling'de ürün müdürüydün değil mi?" diye sordu. Ben de 'Evet, evet' dedim. "Ve kendi saatlerini yapmak için ayrıldın öyle değil mi? "Evet" dedim. O da şöyle dedi: "Neden?" [Gülüyor.]
Cevabınız ne oldu?
Dışarıdan baktığımda meseleyi anlıyorum aslında. Havalı işimi bırakmam aptalca geliyor. Çünkü oteldeki o adam "Dostum, sen güvenli bir yerdeydin. İnsanların yüzde doksan dokuzu o işte kalırdı" diye düşünüyordu ama gerçek şu ki iş bana göre değildi. Evet çok iyi maaş alıyordum ve el üstünde tutuluyordum fakat içimde annemden miras kalan bir ateş yanıyordu. Artık bu bir lütuf mu yoksa bir lanet mi bilmiyorum, ne olursa olsun bu işi yapmak zorundaydım. Gece gündüz aklımdan çıkmıyordu. 18 ay boyunca Breitling'den aldığım maaşın kat kat fazlasını [Berneron'u hayata geçirmek için] harcadım. Bu çok korkutucuydu. Her ay 10 kazanıp 30 harcarsanız çok uzun süre dayanamayacağınızı anlamak için doktor olmaya gerek yok. Ama 18 ay boyunca planıma bağlı kalmak zorundaydım. Motosiklet yarışlarına katılmak bana yaptığım işe kendimi bütünüyle adaman gerektiğini öğretti. Bir kez gazı kökledin mi yarıştan başka bir şey düşünemezsin. Olabilecek en kötü şey işin ortasında durmaktır. Kendinizi bir şeye adadığınızda sonuna kadar gitmeniz gerekir. Georges'un da böyle yaptığını gördüm.
Şu ana kadar kaç saat sattınız?
Altı yıllık sipariş kotası neredeyse doldu. Birkaç hafta içinde sipariş defterini kapatacağız. Bu da yılda 24 adetten toplamda 144 adet saat demektir.
Bu üretim hızı, örneğin Rolex ile karşılaştırıldığında nasıldır?
Rolex günde 3.000 saat üretiyor. Bu da haftada yaklaşık 20.000 saatten yılda bir milyon saat yapar. Yani Mirage'ın tüm serisini, 240 saati on yılda tamamladığımızda bu Rolex'in 30 dakikalık üretimine eşdeğer oluyor.
Müşteriler saatlerini güvence altına almak için yüzde 50'sini peşin ödemek zorunda. Yaklaşık 150 tane tahsis ettiyseniz, bu bankada biraz paranız olduğu anlamına gelmiyor mu?
Mirage'ın ne kadar pahalı olduğunun farkındayım. Vergi hariç yaklaşık 55.000 CHF gibi bir fiyatı var. Yüzde 20 vergi eklenince 66 bin CHF oluyor. Çok zorlu bir fiyat. Bir Patek Philippe'ten daha fazla. Ama aslında büyük bir İsviçre markasının elde ettiği kâr marjının ancak yarısını elde ediyorum. Yani bunu kesinlikle para kazanmak için yapmıyorum. Gelen para ürün geliştirmeye gidiyor. Mirage'dan elde ettiğimiz gelir bir sonraki projeyi finanse edecek.