Giorgio Armani ve Zegna’da Rahatlık Ön Planda

Yazı Begüm Koçer Genel olarak rahatlığın ve çabasızlığın hakim olduğu Milano'daki son defile gününde Giorgio Armani ve Zegna koleksiyonları tanıtıldı. Her iki marka da erkekleri daha şık gösterme amacını vurgularken iş dünyasının getirmiş olduğu yoğunluk ve stresten dolayı onların gün içerisinde rahat olmasını sağlayacak ve ne giyecekleri üzerine çok düşünmeleri gerekmeyecek uğraşsız görünümlere koleksiyonlarında yer verdi. Armani bizi gözetliyor! Milano Moda Haftası'nın son gününde, Giorgio Armani'nin podyumda arkaya yansıyan mavi gözlerinden birinin dikkat çekici fotoğrafı, onun yıllar boyunca moda imparatorluğunun ardındaki yol gösterici güç olarak benzersiz rolünün altını çizdi. Bu koleksiyon, yumuşak nötr renklerin rüya gibi harmanlanışındaki geometrik desenler ve zengin dokularla vurgulanan, tasarımcının imzası niteliğindeki rahat terziliği içeriyordu. Balıksırtı ve ekoseler sadece desen olarak kullanılmamış; aynı zamanda trikolar da mesai saatleri dışında bir tavrı çağrıştırıyordu. Armani, ağırlıklı olarak kayak ve snowboard giyimine yönelirken yanardöner parlaklığa sahip bol kar pantolonları, pistler için parkalar ve kayak sonrası için kalın trikolar da koleksiyonda yer alıyor. Geçtiğimiz hafta sonu tanıtılan Emporio Armani koleksiyonunda olduğu gibi kasklar, gözlükler ve eldivenler de ekipmanı tamamlıyor. Akşamları tercih edilecek kadife takımlar, parlak pembe veya mavi yelekler ve balıkçı yakalarla tamamlanıyordu. Kadife kravatlar, beyaz gömleklere zenginlik katarken aynı zamanda takım elbisenin hafifçe dışına doğru kıvrılarak siluet, daha rahat bir tavır sergiliyordu. Zegna'nın kreatif direktörü Alessandro Sartori, modayı bir inovasyon laboratuvarı olarak görüyor ve yalnızca doğanın unsurlarını kullanarak erkek giyiminin silüetlerini ve çeşitli yönlerini yeniden yaratıyor. Milano Moda Haftası'nda ise koleksiyonunun mottosu 'Formu Yeniden Materyalleştirme', bunu da zahmetsiz görünümlerle bizlere sunuyor. Zegna'nın doğayı destekleyerek çalışan bir marka olarak ilginç bir yaklaşımı var. Sartori, geleneksel erkek giysilerini bu şekilde elde ediyor ancak bunlar sadece yönleri ve anlamları bakımından dönüşüme uğruyor. Yumuşak giysiler, dönüştürülebilir ceketlerdeki deri ya da kumaş yakalar iç düğmelerle tutturulduğu için çıkarılabilir yakalı, bu sebepten yakasız olarak da giyilebiliyor. İki düğmeyle kapanan bir yakaya sahip olan ve markanın kurucusuna gönderme yapılarak 'The Count' adı verilen ceket ve yine, geleneksel takımlara yeni bir görünüm kazandıran blazerlar koleksiyonda yer alıyor.