Materyal Devrimi
Malzeme önemli; öyle önemli ki Manchester Üniversitesi'nde görev alan fizikçi Andre Geim yeni bir nano-materyal bulduğu için 2010'da Nobel Fizik Ödülü'nü kazanmıştı. "Graphene" adlı, titanyum-karbon alaşımı materyal gerçekten çok önemliydi; öncelikle çelikten 200 kat güçlüydü ve altı kat daha hafifti. Bu mucizevi materyal, doğada çok az bulunuyordu ama uzay araçlarından kalemlere, hatta saçları renklendirmeye dek birçok alanda kullanılabiliyordu.
Saat markalarının araştırma-geliştirme bölümleri de bu gelişmeleri yakından takip ediyor: Seramik, ardından sertleştirilmiş çelik, 1910'da üretilebilen titanyum gibi birçok materyal, saat kasalarında karşımıza çıkıyor. İngiliz heykeltıraş Anish Kapoor kara delik gibi bir boşluk içeren, en siyah saati tasarlamak istediğinde de karşısına yine materyal konusu çıkmıştı.
Materyale en çok önem veren markalardan biri de, Officine Panerai. Menşei İtalyan Donanması'na dayanan ve su altındaki görevlerde kullanılmak üzere "işlev-öncelikli" saatler üretmek konusunda uzmanlaşan bir markadan beklenen de bu olurdu, şüphesiz.
Officine Panerai Luminor Submersible 1950 BMG-Tech 3 Days Automatic PAM00692