'Mavi' tutkunlarının saat tercihleri: Münci öz
İlk üç sene eski tip Amerikan bahriyeli tipi eğitim aldıktan sonra eğitmenlik hakkı kazandım. Böylece kulübün idaresinde de görev aldım. Fakat bunlar da yeterli gelmemeye başladı. Çünkü elimizdeki eğitmenlik sertifi kasıyla dünyada istediğimiz bir noktada dalamıyorduk. Bu yüzden 1980 yılında üç arkadaşımla birlikte Dünya Su Altı Federasyonu'nu Türkiye'ye getirme kararı aldık. Böylece eğitim alabileceğiniz dalış okullarının temelini atmış olduk. Yurtdışı ile yazışmalarımızı yaptık, anlaşmayı yaptıktan sonra kulübümüze geldiler. Sınavlardan sonra Türkiye'nin ilk 11 uluslararası dalış hocası da seçilmiş oldu. Bu isimlerin arasında olmaktan ve böyle bir süreçte yer almaktan her zaman mutluluk ve gurur duydum."
Arkadaşlarıyla böyle bir uluslararası sistemi Türkiye'ye getirmenin mesuliyetiyle kurslar düzenleyen Münci Öz bu süreci şöyle anlatıyor: "Federasyonun kurulmasıyla birlikte ülkede deyim yerindeyse pıtrak gibi dalış okulu açılmaya başladı. Böylece dileyen herkes dalış brövesi alabildi ve rahatça yurtdışına gidip dalmaya başladı. Düşünsenize; federasyondan önce eğitim alarak elde ettiğiniz bröve yurtdışında geçersizdi. Eskiden aldığınız brövelerle Mısır'a bile gitseniz dalış yapamıyordunuz. Bu gelişmelerden sonra 10 yıl boyunca dalış eğitmenliği yaptım. Daha sonra işleri genç arkadaşlara devrettim. Şu anda dalış okulunun başında 40 yıllık dostum Gündoğdu (Saruhanoğlu) var."
Dalış ve yelkencilik tutkusunu daha gözlerinin içine bakar bakmaz anladığınız Münci Öz, eğitmenliği bıraksa da kardeşi sayesinde deniz tutkusunu başka bir boyuta taşımış: Yelkence olan kardeşi Nezih, 1990'da Bodrum Ahşap Tekneler Yarışı'ndan teklif almış, ekibi hemen kurup birlikte yarışlara katılmışlar. Ekip, 16 yıl orada yarışmış." Daha sonra yeni katılan arkadaşlarla bir ortak yarış teknesi almaya karar vermişler, teknenin adı ise '7 Bela'. "Tabii en büyük 'bela' 'Münci Abi' olur." diyerek söze esprili bir şekilde devam eden Öz, aynı zamanda ahşap tekne tutkunu olduğunu da belirtiyor. Zingarella adlı teknesini anlatmaya başlıyor hemen… "Özel bir tekne olmuştu Zingarella. Şiir gibiydi. Herkes onunla fotoğraf çektirmeye gelirdi, her gittiğim limanda çok ilgi görürdü, sonra bir gün İtalyanın teki gelip tekneme âşık olduğunu söyledi. Beni ikna etti ve kendi ellerimle Zingarella'mı yaşadığı Patmos Adası'na götürüp ona teslim ettim. Zingarella halen orada ve yeni sahibi Lorenzo Fiorentini de ona çok iyi bakıyor."