Saat nasıl takılır?
İlk cep saatleri aslında bildiğimiz cep saatlerinden değildi, çünkü kadranlar açıkta olduğundan bir kapakla korunuyordu; bu nedenle saatin şekli de yumurtaya benziyordu, cepte taşınması zordu, bir kılıf içinde taşınabiliyordu. Daha sonra kapağı açmadan saati okuyabilmek için ızgara şeklinde süslü kapaklar yapıldı. İlk kez 1500'lerin ortalarına doğru cep saatleri yumurta formundan klasik dairesel şekline kavuştu.
Saatler küçüldükçe taşınma şekli de değişti. Kadınlar kolye gibi boyunlarında veya eteklerinin bir kenarına iliştirerek taşımayı tercih ederken erkekler saati nasıl taşıyacağını bilemiyordu. Cepte taşınabilen, koruyucu cam takılmış ilk cep saatleri 1675'te ortaya çıktı. Aynı tarihlerde son derece değerli olan bu tür saatlerin nasıl taşınacağı konusunda çözüm üreten de Britanya Kralı II. Charles'tı. Kral, cep saatlerinin sığacağı şekilde tasarlanan, cepleri önde bir yelek tanıtınca hem bir ihtiyacı gidermiş hem de erkek modasını günümüze kadar değiştirmiş oldu. Yelekler de cep saatlerinin formunu biraz değiştirmişti. Kumaşı yırtmasın diye saatlerin keskin köşeleri kaldırıldı. Cep saatleri yalnız değildi, her birine renkli ve süslü şeritlerin uçlarına bağlanmış bir de küçük kurma anahtarı eşlik ediyordu. Yeleklerle birlikte köstekli saatlerin çağı da başlamış oldu, yeleklerin üzerinde altın veya gümüş zincirler görünmeye başladı. Zincirin kalitesi yeleğin cebinde saklı saatin değeri hakkında bir fikir verdiğinden o yıllarda ayrı bir önem taşıyordu. Öte yandan çoğu erkek ve kadın uzun zaman cep saatlerini kemerine bağlı olarak taşıdı. Ancak kazalara ve kayıplara neden olduğu için bu moda yavaş yavaş ortadan kalktı.
Gustave Eiffel (1880)