Sloganların mesajı var
Moda akımlarına yön veren markalara göz attığımızda sloganların moda içinde yer alan kısa tarihini inceleyebiliyoruz. Peki şu an durum nedir? Gerçek birer mesaj vermek için mi kullanıyoruz sadece bu yazıları? Benim fikrim, hayır. Dijital dünya büyümeye başladığından beri hemen her sektör bu durumdan etkilendi; çoğu büyümeye başladı bu sektörlerin, bazısı ise negatif etkilendi. Moda dünyası ise kesinlikle genişledi! Bir yandan da yaratıcılığı, özgünleşmeyi azalttı, o da inkâr edilemez bir gerçek. Fakat başka bir konu diyerek slogan konusuna geri dönelim. Sosyal medya hayatımıza girmeye başladığından beri sosyal hayatlarımız bireysel olarak değişmeye başladı, kökten şekil değiştirmese bile yeni yönlere kaymaya başladı. Öyle ki, neredeyse biz sosyal medyaya göre yaşamaya, onun saatlerine uymaya, ona göre konuşmaya başladık. Dolayısıyla, mesaj verme kaygımız arttı. Kendimizi gösterme isteğimiz, belki de egolarımız, kişisel tatminlerimiz girdi devreye. Yediğimiz yemeği, gittiğimiz restoranı, katıldığımız aktiviteleri göstermek bir zorunluluk halime geldi. Özellikle moda dünyası bu girdaba çoktan girdi… Dergilerin sosyal medya hesapları tek başına birer departman haline geldi, bu işin danışmanları çıktı. Post'larımızın altına, story'lerimizin üzerine yazacağımız üç beş kelime, uzun uzun düşünmemiz gereken birer konu halini aldı. Dolayısıyla bağırma isteğimiz arttı, günün her saati bir yerlere mesaj verme kaygısı içine girdik. Bundandır ki moda dünyasında slogan trendi yine belirdi.
Eskiden hayatımızın her alanında bazı geleneksel kurallar vardı, şu an birçoğunu uygulamadığımız. Örneğin üzerinde marka yazılı giysiler giymek görgü kurallarına pek uymayan bir davranış olarak sayılıyordu. Ya da giydiğimiz kıyafetin markasının logosu üzerinde olacaksa da küçük olmalıydı, çünkü büyük olması 'ayıp' olabiliyordu. Bunun gibi, aslında bizim Anadolu kültürümüzün getirisi olduğuna inandığım birçok kural, moda dünyasında yıkılmış durumda. Üzerinde dev harflerle markanın ismi yazan sweatshirt'ler artık hiç olmadığı kadar 'cool' duruyor ya da logonun büyümesi kimseyi rahatsız etmek duruma geldi çoğu zaman. Yukarıda değindiğim, dünya farkirleştikçe modanın sadeleşmesi örneğinde olduğu gibi, tüketim çılgınlığı arttıkça logolar ve marka isimleri büyüdü. Tıpkı mesajı direkt veren cümlelerin tasarımlara taşınması gibi, logolar ve marka isimleri de tek başına birer mesaj ve slogan haline geldi. Bunun altında yatan, verilmek istenen, hatta verdirilmek istenen mesaj bence açık. Aynı şeyi düşünüyor muyuz sizce?