Takashi Murakami ile “Shogun”, Stres ve Güncellenen Louis Vuitton Koleksiyonu Üzerine

"Çiçeklerin sanatçısı" Murakami, Japonya Kültür Expo'su için yapacağı konuşmanın hemen öncesinde, Londra'daki Victoria & Albert Müzesi'nde sorularımızı yanıtladı.

Takashi Murakami ile “Shogun”, Stres ve Güncellenen Louis Vuitton Koleksiyonu Üzerine

Japonya Kültür Expo'su 2.0

Takashi Murakami, 8 Aralık 2024 Pazar günü South Kensington'daki Victoria & Albert Müzesi'nde Japonya Kültür Expo'su kapsamında yapacağı konuşmanın hemen öncesinde.

Japon kültürünün hangi taraflarını takdir ediyorsunuz ve bunlar diğer kültürlere nasıl adapte edilebilir?

Japonya, Edo döneminden sonra Batı'ya açıldığında hedefi gerçekten zengin ve güçlü olmaktı. Odak noktası, dünyada önemli olabilmek için güçlü bir ordu kurmaktı. Sonra, İkinci Dünya Savaşı'ndaki yenilginin ardından ordu dağıldı ve iş dünyasındaki tüm güçlü şirketler feshedildi. Yani bir anlamda, daha demokratik bir kültürün temeli atıldı. Ama ülke bağımsız bir güç olamadı. ABD, Japonya'nın ayakta kalması için destek olmayı sürdürdü. Gerçek bağımsızlığa erişemediği için Japon milletinde bir tür hüzün hâkim. Hüzün paylaşılır; Japon kültürü merhametlidir. Yenilgiden sonra, insanlar günlük hayata pozitif bir tavırla devam edebilmenin bir yolunu buldular.

Ayrıca Londra'daki Gagosian'da Art History à la Takashi Murakami'nin açılışını yapacaksınız. Bundan biraz bahseder misiniz?

Son 15 yıldır, eski Japon resimlerini, özellikle de Edo döneminden olanları referans alıyorum. Kendi sanat eserlerimi yaratabilmem için önce bu sanat eserlerinin formatını, teorisini ve yöntemini anlamam gerekti.

Gagosian'da sergilediğim en son işlerim, Disney+ dizisi Shogun'dan ilham alıyor. O dizideki insanlar, her iki bölümde bir, Harakiri ve Seppuku gibi intihar yöntemleriyle ölüyorlar. Her defasında da intihar etmeden önce, ritüele bağlı kalarak hazırladıkları ölüm şiirini okuyorlar.

Dizide bunun nasıl çekildiğini düşünüyordum; dini öğretilerin, görüşlerin ve manevi dünyanın nasıl ötesine geçtiğini ve o şiirlerle bir bireyin özgürlüğünü anlamaya çalıştıklarını.

Sonra da dizinin arka planına gözüm ilişmeye başladı. Fusuma kâğıdı kapılarına ve katlanabilir yüzeylere boyanmış pek çok eserin üzerinde, tıpkı eski Japon resimlerinde olduğu gibi, çok fazla insan figürü olmadığını fark ettim. En azından o bağlamda, bunun böylesine insani yaşam ve ölüm anlatıları için bir çeşit arka plan oluşturduğunu anladım. Bu da beni, yaşam ve ölüm kavramlarını keşfeden kendi sanat eserimi yaratmaya teşvik etti.

BİZE ULAŞIN