Devir, gösteriş devri
Mevsimlerden sonbahar ve hava iyiden iyiye soğumaya başladı… İçimi ısıtmasını ümit ettiğim filtre kahvemi alıp kırmızı çalışma masama oturdum. Bugünü uzun zamandır okumak istediğim bir kitaba ayırmıştım fakat bir eksiklik vardı. Bu eksiklik adeta ruhumu kemiren bir huzursuzluktu… Tam o anda, kafamda şimşekler çaktı! Tabii, nasıl oldu da kahve ve kitap yerleştirilmiş çalışma masamın fotoğrafını paylaşmayı unutmuştum! Hemen gerekli ortamı sağlayıp, '#huzur' etiketiyle o anımı tüm sosyal medya hesaplarımdan paylaştım. Artık içim rahattı…
Kahvesiz, kitapsız, manzarasız veya tatilsiz anlık fotoğraf görmeyeli çok uzun zaman oldu değil mi? Evet, aynı fikirdeyiz… Abartmıyoruz, inanın. Şimdi biraz sakinleşip kendi durumumuza bir göz atalım... Az önce okuduğunuz kısa hikâye tamamen gerçek ve başrolde ben varım. Ayrıca sizin de adeta bir kültür elçiliği görevini üstlenerek yemek boyunca tattıklarınızı paylaştığınızı biliyoruz. Nereden mi biliyoruz? Çünkü hâlâ bu dosyayı okuyor ve "Acaba biz ne yapıyoruz?" sorusunu sorduğunuzu düşünüyoruz. Öncelikle meseleyi biraz açalım… İnternetin ve birbirinden akıllı telefonların hayatımıza girmesi öyle çok eskilere dayanmıyor. Buna rağmen daha da yeni olan sosyal medya kavramı ise neredeyse hepimizi içine çekmiş durumda. Tatil, iş, mutluluk, komik anlar, hüzün ve daha birçok duygu durumumuzu takipçilerimizle paylaşmadan duramıyoruz. Özenle çekilmiş, renk ayarları düzenlenmiş ve ustaca yazılmış etiketlerle paylaşılan fotoğraflara neredeyse alıştık. Bunun üzerine bir de Instagram ve Snapchat gbi uygulamalarda 'an'larımızı da paylaşmaya başladık. Mesela, Londra'daki şu meşhur kırmızı telefon kulübesinin yanında verdiğiniz turist pozunu beğenmekten gocunmuyoruz. İlk defa tattığınız o müthiş görünen yemeği bizimle paylaşmanıza da laf etmiyoruz, hatta beğeniyoruz! Fakat, niçin müdavimi olduğumuz kafede içtiğimiz Americano'yu paylaşıyoruz? İşte asıl soru bu… Tüm bu sorularımıza cevap ararken bir anda karşımıza sosyal medyanın bu kadar sıklıkla ve yoğunlukla kullanılmasından ötürü 'Spiteeism' yani 'Nispetizm' kavramı çıkıyor. Şimdi elinizdeki telefonu sakince bir kenara bırakın ve bizimle birlikte meselenin özüne inmeye çalışın.