Ali Atay - Mayıs 2015
Esquire Mayıs 2015 sayısı yine dopdolu...
SADECE KENDİ OLAN…
BAŞKA TÜRLÜSÜNÜ BİLMEYEN ADAM: ALİ ATAY
Profesyonel oyunculuk kariyerini 'Şapkadan Babam Çıktı' ile yapsa da o asıl bombasını milyonların unutamadığı 'Leyla ile Mecnun' patlatmış olduğu, hepimizin bildiği ve kabullendiği bir gerçek. Tiyatro kökenli olmasından dolayı olsa gerek; daha sonra rol aldığı 'Ben de Özledim' adlı projede kendini bu denli başarılı oynaması da büyük alkış toplamıştı. Oyunculuktaki yeteneğinde bir sıkıntımız yok; her şey ortada zaten. Ancak Ali Atay'ın yetenekleri sadece oyunculukla sınırlı değil, baştan söyleyelim. O, dinledikçe insanı bir yerlere sürükleyen 'Falan Filan', 'Eksik Bir Şey mi Var?' ve 'Yokluğunda' gibi birçok parçaya hayat veren 'Leyla The Band' grubunun vokalisti, aynı zamanda. Hatta titr hanesine bir yenisinin daha eklendiğini hemen belirtmeliyim; her ne kadar iptal edilmiş olsa da, bu yıl İstanbul Film Festivali'nde gösterime girmesi beklenen ancak geçtiğimiz ay vizyona giren ilk filmi 'Limonata' ile yönetmenlik koltuğuna oturma şerefine nail olmuş biri. Uzun bir aradan sonra, Atv ekranlarında izlediğimiz 'Mutlu Ol Yeter' dizisiyle yeniden buluştuğumuz Ali Atay ile tamamen 'kendisini' konuştuk.
RÖPORTAJ SEDA KARAN
FOTOĞRAF CEM TALU
MODA EDİTÖRÜ DUYGU ALTIPARMAK
Röportajın tamamı Esquire Mayıs 2015 sayısında…
Dosya
İNTİHARIN ANATOMİSİ
ERKEKLER KENDİNİ NEDEN ÖLDÜRÜR?
KENDİNİZİ YA DA ÇEVRENİZDEKİ ERKEKLERİ NASIL TANIMLARSINIZ? 'GÜÇLÜ', 'SORUMLULUK SAHİBİ', 'AİLE BABASI', 'SAĞLIKLI' VEYA 'YASLANILACAK BİR OMUZ'… OYSA ARAŞTIRMALAR, TÜM BU ROLLERİN AKSİNE ERKEKLERİN KISA VADEDE SORUNLARLA BAŞ EDEBİLİRKEN UZUN VADEDE ÇÖZÜMSÜZLÜK YAŞAYABİLECEĞİNİ GÖSTERİYOR. SON 20 YILDA İNTİHAR EDEREK HAYATINA SON VEREN ERKEKLERİN ORANININ % 67'DEN 73'E ÇIKMASI İSE BU DURUMU KANITLIYOR. ÜSTELİK TÜRKİYE'DE ERKEKLERİN İNTİHAR ORANI KADINLARIN NEREDEYSE ÜÇ KATI KADAR.
YAZI TÜRKAN DOĞAN
Yazının tamamı Esquire Mayıs 2015 sayısında…
'YENİ NESİL' ZARAFETİ YAKALAMANIN YOLLARI
Yurt dışında, eskinin 'hanımefendi' ya da 'centilmen' yetiştiren okulları, sonunda Türkiye'de de açıldı. Biz de bir yandan günümüzde nezaketin durduğu yeri sorgularken bir yandan da sofra adabından iş yemeklerine, doğru duruştan ilişkilerde takınılması gereken tutum ve hatta imaj yönetimine kadar pek çok alana ait kuralları öğreten kişiden Esquire erkeği için şifreleri aldık.
YAZI ÖZGE DİNÇ
Yazının tamamı Esquire Mayıs 2015 sayısında…
DİKTATÖRLERİN YEMEK ALIŞKANLIKLARI
Bizler, "Ne yersen osun." şiarına uygun yaşamaya çalışırken piyasaya yeni çıkan bir kitap, yemek üzerine olan tüm fikrimizi değiştirdi. Çünkü bu kitap, 'ilk kez' diktatörlerin sevdiği yemekleri ve tuhaf sofra alışkanlıklarını konu ediyordu. Sayfaları çevirdikçe Mussolini'nin canının sadece çiğ sarımsak çektiğini, Ugandalı diktatör İdi Amin'in "İnsan eti sevmiyorum, bana çok tuzlu geliyor." dediğini, Hitler'in vejetaryen olmasına rağmen içi doldurulmuş güvercine dayanamadığını okuduk. Ve bakın daha neler neler…
YAZI ÖZGE DİNÇ
Yazının tamamı Esquire Mayıs 2015 sayısında…
SADELİĞİN VAZGEÇİLMEZ 'AĞIRLIĞI'
BİRBİRİNDEN İDDİALI DESENLERİN VE RENKLERİN HARMANLADIĞI KOMBİNLERİ, YENİ İLKBAHAR VE YAZ SEZONUNDA SIK SIK GÖRECEK OLSAK DA, SADELİĞİN AĞIRLIĞI HER ZAMANKİ YERİNİ KORUYOR. AĞIRLIKLI OLARAK BEYAZ, KREM, BEJ VE CAMEL TONLARIYLA BÜTÜNLEŞEN KETEN TAKIM ELBİSELER VE BERMUDA-TRİKO KOMBİNASYONLARI YENİ SEZONDA SİZİ DE HER ORTAMIN 'EFENDİSİ' KILACAK.
FOTOĞRAF CAN TORUN
MODA EDİTÖRÜ DUYGU ALTIPARMAK
İçeriğin tamamı Esquire Mayıs 2015 sayısında…
HAYATTAN NE ÖĞRENDİM?
HALİT KIVANÇ, SUNUCU, YAZAR, 90
RÖPORTAJ ÖZGE DİNÇ
FOTOĞRAF ARDA GÜLDOĞAN
Cumhuriyet ilan edildikten iki yıl sonra doğdum. Doğduğum tarih aslında 1925 değil: 1341. Ben doğduktan iki ay sonra takvim ve ölçüler değişmiş.
Yaşımı doldurmadan konuşmuş, ama sonra birden susmuşum. Komşu, "Kanaryanın suyunu içirirsek çocuk hemen konuşur." deyip suyu içirmiş bana. Gerçekten de dilim açılmış. O günden beri hiç susmadım.
Üniversitede hukuk bölümünü bitirdikten sonra yargıç olarak Siirt Kozluk'a atandım. İlk kez uçağa binenlerden biriydim. Dağa ancak katırla çıkılabiliyordu. Vardım ki; ne lokanta, ne dükkân, ne de telefon var. Berber aynı zamanda yemek yapıyor; karyolanın altından akrep çıkıyor. Orada üç ay kalabildim.
İstanbul'da avukat olarak üç davaya girdim. Üçünde de tam savunma yapacağım; hâkim davanın düştüğünü söyledi. Üç davayı da tek kelime etmeden kazandım. Baroya girip "Beni konuşturmayan meslekte yokum." deyip istifa ettim.
Maç spikerliğine başlamam, şans eseridir. Fenerbahçe-Dinamo maçında spiker Niyazi Sel, "Halit, ben devre arasında soyunma odasına gideceğim. Sen o zaman konuşursun. Ben ikinci yarıya yetişirim." dedi. Ama yetişemedi. Anlayacağınız, ilk yayınımı mecburen yaptım.
1960 İhtilali'nde radyoda Alparslan Türkeş'ten sonra konuşan ilk kişi oldum. Bir Cumartesi günü teğmenle asker beni evimden alıp Ankara'ya götürdü. İskoçya'yla yapılacak milli maçı nakletmemi istiyorlardı. Yayın kabinine girdim. Sağımda yarbay, solumda yüzbaşı, iki asker ayakta; silahlarını masaya koymuşlar. Maçı o halde anlattım.
İçeriğin tamamı Esquire Mayıs 2015 sayısında…